• DOLAR 32.45
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

Gazze miyiz, israil mi?

Gazze misiniz, israil mi?

Gazze midirler, israil mi?

Evet...

Bunun ortası, ötesi ve berisi yok...

Çünkü Gazze'nin meşru direnişi ve israil'in soykırımı, Müslüman olsun veya olmasın herkesi, hepimizi taraf olmaya, tarafını belli etmeye ve tuttuğu taraf için bedel ödemeye mecbur etti ve ediyor.

İsrail'in bu soykırımı, aynı zamanda sözün de bittiği yerdir. Bunun içindir ki, hiç kimse, ama hiç kimse sözlerini eyleme dönüştürmeyen liderleri ciddiye almıyor. Ciddiye almamanın da ötesinde kendilerini ikiyüzlü, münafık, işbirlikçi ve en iyimser bir bakışla, soykırımcıların elindeki bir rehin olarak görüyor.

Çünkü taraf olmak, durduğu taraf için gücünün yettiğini yapmaktır. Her kim yanında olduğunu iddia ettiği taraf için gücünün yettiğini yapmıyorsa, bunun iki nedeni vardır; ya yalan söylüyordur ya da rehin alınmıştır.

Bu noktadan hareketle Müslüman olmayan dünyaya baktığımızda, Gazze veya israil olmak konusunda, Müslüman dünyadan daha duyarlı olduklarını görüyoruz. Bir kısmı Büyük Şeytan Biden gibi bütün imkânlarıyla israil'in yanında olduklarını ilan ederken, bir kısmı da Brezilya Devlet Başkanı Silva ve Venezuela Devlet Başkanı Maduro gibi Gazze olduklarını ilan ediyorlar.

Hakeza halklar da, soykırım yanlısı medyanın ithamlarına ve soykırım yanlısı hükümetlerin baskılarına rağmen, “Gazze'nin yanında olmak için Müslüman olmamız gerekmiyor” sloganıyla doldurdukları meydanlardan Gazze'yi selamlıyor ve katilleri lanetliyorlar.

Ancak İslam dünyasına gelince... Bizler de hala liderlerimizle, âlimlerimizle, aydınlarımızla, sanatçılarımızla, tacirlerimizle, gazetecilerimizle ve kulüplerimizle birlikte adeta zilletin resmini çiziyoruz! Ki içimizdeki siyonist şirketlerin hala kârda olmaları da bu zilletin bir tezahürüdür.

Hülasa, eğer sözü ve eylemleri bir olan bir Silva'mız yoksa... Eğer sahaya Gazze'nin renkleriyle inen bir CELTIC'imiz yoksa... Ve eğer Anna Ernaux ve Yuval Abrahamlarımız yoksa... Bu, siyonistleşen liderlerimizin, siyonistleşen takımlarımızın, siyonistleşen âlimlerimizin, siyonistleşen şeyhlerimizin, siyonistleşen sanatçılarımızın, siyonistleşen kalemlerimizin ve siyonistleşen ekranlarımızın daha baskın olmalarındandır!

Bu halden tabii ki kurtulabiliriz. Yeter ki, inandığımız gibi yaşama çabası içinde olalım.

İçinde paha biçilemez fırsatlar barındıran Ramazan ayı, her birimizin Gazze'den mi, yoksa soykırımcıdan mı yana olduğumuzu bilmemiz için de bir fırsat ve bir sınavdır!

Unutmayalım ki, ne kadar Gazze ve ne kadar israil olduğumuzun bir ölçüsü de, sofralarımızı soykırımcıların ürününden ve cebinizi de soykırımcıların sigarasından ne kadar uzak tuttuğumuzdur.

Ramazanın rahmeti, bereketi ve nimetleri bizlerle olsun ve bilincimiz her daim açık olsun...