• DOLAR 34.554
  • EURO 36.046
  • ALTIN 2990.713
  • ...

Bizi fişliyorlar...

Her birimizi fişliyorlar ve her şeyimizle birlikte fişliyorlar...

Hem de Müslüman ve gayrimüslim ayrımı yapmadan...

Nerede olursak olalım; ister birey olalım, ister dernek, vakıf, şirket ve devlet, istisnasız hepimizi fişliyorlar.

Kim Gazze lehine ve israil aleyhine ne söylüyor ve ne yapıyor, kayıt altına alıyorlar. Ve kim israil lehine ve Gazze aleyhine ne söylüyor ve ne yapıyor, kayıt altına alıyorlar.

Fişleyenler bunu gizli de yapmıyorlar. Bile göstere kaydediyorlar ve fişliyorlar.

Kim midir bu fişleyenler ve her şeyimizi kayıt altına alanlar?

Tabii ki, tanrılık iddiasında bulunanlar ve bir de en azından biz Müslümanlara göre Allah...

Yani bir tarafta yeryüzünde tanrılık iddiasında bulunan günümüzün Firavun'ları ve Nemrut'ları ve diğer tarafta da Allah her sözümüzü ve eylemimizi fişliyor! Hatta yine biz Müslümanlara göre, Allah bizim kalbimizden geçenleri de fişliyor, kayıt altına alıyor...

Ve yine ister Müslüman olalım, ister gayrimüslim, istisnasız hepimiz tercihlerimizi de bu tanrılardan gelecek cezalara ve mükâfatlara göre yapıyoruz.

Hakeza Gazze veya israil'den yana duruşumuzu da bu tanrıların fişlemelerine göre sergiliyoruz.

Mesela, Viyana'da her Cumartesi günü soykırımı protesto eylemleri gerçekleştiriliyor. Biz de katılıyoruz. Polis, bu eylemleri organize eden konuşmacılar üzerinden bizlere bir çağrıda bulundu. Daha doğrusu emretti, yüzlerimizi açalım diye. Aslında kimsenin yüzünü örttüğü de yoktu, ama soğuk olduğu için atkı, şapka vs. sıkı giyinmiştik. Ama polis, herkesin yüzünün tamamen açık olmasını emretti.

Bunun üzerine herkes yüzünü pürüzsüz çekilebilecek şekilde açtı. Hem de göğsünü gere gere, "buradayız ve işte yüzümüz" dercesine...

Tabii, fişlenenler sadece bizim gibi çeşitli protesto eylemleri yapanlar değil. Dernekleri, vakıfları, partileri, şirketleri ve devletleri de fişliyorlar...

Malumumuz, israil'in katıksız ve karşılıksız hamileri olan ABD ve Avrupa ülkeleri, tıpkı dönemin Firavunları gibi ve tıpkı dönemin Nemrutları gibi herkesin kendilerine boyun eğmelerini ve dediklerini yapmalarını emrediyorlar. Kullukta kusuru, ihmali olan şahısları, dernekleri, şirketleri, devletleri ve liderleri envaiçeşit yaptırımlarla tehdit ediyorlar.

Ve yine hem bizzat yaptığımız ve hem de şahit olduğumuz gibi, kimimiz bu Firavunlara ve bu Nemrutlara karşı kıyamda karar kılarken, kimilerimiz de onlara kullukta karar kılıyorlar.

Tabii ki, her biri sonuçlarına da katlanarak...

Örneğin, Yemen Devleti o yarı aç haliyle ve dahi ABD, İngiltere ve Fransa gibi tanrıların malum gazaplarına rağmen tercihini Gazze'den yana yaparken, diğer İslam ülkeleri ve Müslüman oldukları iddiasında bulunan liderleri de anılan tanrıların gazabına maruz kalmamak adına ihracatlarıyla ve ticaretleriyle israil'in yanında yer alıyorlar. Bunun içindir ki, Gazze yanlısı sözlerinin de zilletten öte bir anlamı yoktur!

Son söz...

Müslüman olduğumuzu söylüyoruz ve bir Ramazan ayına daha yine kanla giriyoruz ve dahi ümmetçe başımız eğik olarak...

Tabii, tanrıların gözleri de her zamanki gibi yine üzerimizde olacak ve her şeyimizi fişlemeyi sürdürecekler. Bakalım, biz Müslüman bireyler, Müslüman şirketlerimiz ve Müslüman liderlerimiz iman ettiğimiz Allah'ın fişlemesine göre mi davranacağız, yoksa diğer tanrıların fişlemelerine göre mi?

İyisi mi, her birimiz bir yandan kendimizi hangi tanrının fişlemesini esas aldığımızı kontrol ederken, diğer yandan birbirimizi ve başımızdakileri kontrol edelim.