• DOLAR 34.599
  • EURO 36.159
  • ALTIN 3000.29
  • ...

İslam âleminin büyük sorunları var. Türkiye`de mühim gelişmeler yaşanıyor. Zeytin Dalı Operasyonu sonrası Türkiye… CHP`nin kongresi… Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve seçim ittifakları…

Büyük sorunlar uğraşmayı gerektiriyor. Ama adil ve verimli olan, büyük sorunlarla uğraşırken yaşandığı gün küçük görünen ama gelecekte büyük sorunlara yol açan sorunlarla da uğraşmak…

Bir çocuğun eğitime katılmaması küçük bir sorun gibi görünebilir ama bir nesli maariften yoksun bir ülkenin geleceği karanlıktır.

Türkiye, büyük bir ekonomik kalkınma yaşıyor; binaların görünümünden yolların görünümüne genel manzara bunu ispatlıyor.

Ama bu ekonomik kalkınma yaşanırken alttan alta bir sorun, günden güne büyüyor: Kapitalist zihniyetin sahaya hâkim olması…

Kapitalizm, “ekonominin kayıt altına alınması” ve “hijyen” adına yoksulu ezen bir politikaya dönüşüyor; küçük esnafı, bereketimizin kaynağı küçük ellerin kendilerine ait gelir dünyalarını günden güne imha ediyor.

Küçük bir dükkânı işleten Anadolu insanı, Batı`nın bin bir muhasebe hilesini öğrenmiş kapitalistten daha mı az hak hukuk hassasiyetine sahip? İnanmam…

Yine de söz konusu vergi olunca, devlet çarkı vergi geliriyle dönünce yönetimin özü ne olursa olsun “kayıt altına alma” hassasiyetini anlamak mümkün…

Fakat bir de “hijyenik” iddiası var…  

Kimi zaman küçük bir fırın, basit bir döner dükkânı ya da bir midye dolması mekânı… Peşlerine onlarca kameraman, muhabir takmış belediye zabıtaları tarafından teşhir edile edile basılır; hepimizde bu yerlere karşı bir tiksinti inşa edilir…

Kapitalist sermayeye bağlanamadıkları için insanda esrarengiz bir hava oluşturan Batılı isimler taşıyan mekânlar açamayan bu mekân sahipleri rencide edilir, toplumun gözünden düşürülür.

Üstelik, Batı`dan sağlık anlayışımızın tepesine bindirilen “hijyen olma, hijyenik” adına… Büyük otellerin, tanınmış lokantaların kapısından teftiş amaçlı geçemeyen zabıtalar, “gıdada hijyeni koruma adına” küçük esnafın ve emek ehlinin yakasına yapışıyor.

Bize ait “sıhhat, sağlık” varken “hijyen”den söz eden bu adamlar, açıkçası sıhhat duyarlılığımızı kapitalizmin hizmetine veriyor, duyarlılığımızı sömürüyor.  

Bu işi yapanlar ve yaptıranlar, kapitalizme inanıyor mu? Hayır… Ama çağın zihniyeti kapitalist ve bunlar, o zihniyete hizmet ediyor; onunla göze girmeye, onun takdirini kazanmaya çalışıyor, kendini onu büyütmeye adıyor.

Çağın zihniyetine uymak iradesizliktir; bizim kendi irademizle seçtiklerimizin iradelerini çağa satmaları, durumumuza, ihtiyaçlarımıza değil, çağın zihniyetine bakmaları, üzerinde çokça durulması gereken bir hâldir.

İnsanın inancına zıt yönde yürümesi, çağın rüzgarına kapılarak değerleri ile savaşması, gelecek için koca bir tehdittir.

İslam`da ticaret Sünnettir; Hz. Peygamber gibi İslam`ın diğer ilk büyük önderlerinin çoğu tüccardır. Zenginleşmek, günümüz dünyasında İslam dünyası için bir seferberlik konusu olacak kadar önemlidir.

Ama zenginleşmenin yolu, fakirin ekmek teknesine tekme atmaktan geçmemelidir, geçmez de…

Küçük esnaf, emek ehli üretimini uygun koşullarda yapamıyorsa bunun önüne geçmenin yolu, onun kapısına kilit vurmak değil, ekmek teknesini ters çevirip zabıta arabalarına yüklemek değil, sattıklarını caddelere sermek hiç değildir. Yol, imkânların bu kadar arttığı bir ortamda ona uygun üretim koşullarını sağlayacak mekân oluşturmak, bereketimizin kaynağı bu eli öpülecek kesimi daha uygun koşullarda üretime yönlendirmektir.

Ahilik bizde bunun için var olmuştur, ahiliği sevmek, uydurma aşk hikâyeleri ile yüklü ahi filmleri “çevirmek”le olmaz, ahiliği inşa eden büyük medeniyeti ihya etmek, onun gereklerine uymakla olur.