Kur’an’a göre, düşmanların din aleyhinde aldıkları siyasi kongrelerin mahiyeti
Mücadele/7. Ayetin içeriği ile konuyu anlamaya çalışalım.
Konumuz; Tağuti sistemin elebaşlarının gizliden gizliye Ehli tevhidin aleyhinde yaptıkları kongrelerini, Kur’an’ın bize nasıl beyan ettiği konusudur.
Tevhid ve tağut, bu her iki nokta Kur’an’ın en çok üzerinde durduğu husustur. Kelime-i Tevhiddeki nefiyyle Tağuti sistemi red, ispat ile Tevhidi sistemi tasdik ediyoruz.
Yüce Allah Kur’an’ı Kerim’de insan ve cinlerin dünya hayatının her bir noktasıyla ilgili ya direk ya da dolaylı yönden bir beyanı vardır. Hayatın önemli konularından biri de toplumsal yönetimdir. Kur’an, Tağuti sistemleri kaldırıp onların yerine Tevhidi inanç sistemine göre bir hayat nizamı getirmek için inen bir kitaptır.
Hayati önem taşıyan yönetimsel yapıyı dinden koparmak için düşman da boş durmuyor. Böylece, İslami yapıların aleyhinde ehli dalaletin yaptıkları toplantılardan Yüce Allah’ın haberdar olduğunu Kur’an haber vermektedir. Kur’an’da, Resul-i Ekrem’in görmediği halde önemine dikkat çekmek için, sık sık “ Elem tera” görmüyor musun? diye başlayan bir çok ayeti kerime vardır. (Fil/1, Mücadele/7. Tevbe/78, Zuhruf/80) Aslında görülmeyen bir hadisenin görülerek müşahede edilmiş gibi takdimi çok anlam ifade etmektedir. Bu manalardan biri de kişinin gözüyle gördüğü bir olayı inkarı mümkün olmadığı gibi, Yüce Allah’ın da dinin aleyhinde olup bitenleri gözetleyip günü geldiğinde onlardan hesap sorması da o derece kesin olduğu için görmüyor musun diye zikredilmiştir. Yani “تعلم” ‘onların yaptıkları gizli kongrelerine dikkat edip bil’ demektir.
Ayet, düşmanı cemi sığasıyla, mümine müfred olarak hitap önemli bir hadise. Her birimiz, düşmanlarımızın yüksek tepeler (Meclis)de aleyhimizde aldıkları kararları bozmakla yükümlü olduğumuzu bildirmektedir. Kelimenin müfretliği, davet, tebliğ, yazı, panel veya bir İslami partiye oy vererek karşı koymada her bir ferdimize ayrı ayrı iş düştüğünü gösterir.
Ayeti kerimede geçen “ النجوی necva”” kelimesi; (Tevbe/78. Zuhruf/80)Toplum içinde yüksek makam sahiplerinin, kendi aralarında kimsenin duymasını istemedikleri bir şeyi gizliden fısıldamaya “necva” denir. Kelime “النجوة” -yüksekçe tümsek bir yer- manasına gelen kelimeden müştaktır.
Mesele toplumsal yapı olunca, bu cismi olarak yüksek bir tepeden çok, toplumun yönetildiği yüksek yer (meclis)leri manasına yorumlamak daha uygundur. Yani, gizliden gizliye, toplumun yönetildiği en üst kongrelerin yapıldığı yetkin yerlerdir. İşte Yüce Allah’ın bunların şerrinden emin olmamız için bizi oralara iyi bakıp kontrol etmemiz için oralara bak manasında “görmüyor musun” der.
Ayet, “bilme” ile başlayıp yine “bilme” ile bitmesine İ. Kesir dikkat çekerek, ‘onların kongrelerinde yapılan tüm fısıldamaları Yüce Allah’ın bilgi kayıt sistemiyle kayıt altına alıp yeri geldiğinde onlardan hesap soracaktır’ der. Kelimenin Mazi “يكونوا” “ كانوا” muzari ve müzekker(erkek gücü temsil eder) gelmesiyle gizli kararın iç yapısına dikkat çekmekte, geçmişte olduğu gibi, gelecekte de devam edeceğini göstermektedir. Yani ehli dalaletin sürekli dinin aleyhinde memleketin yüksek yerlerinde kongrelerine devam edeceğini zikretmektedir. Asıl mesele, bizim buna karşı tedbir ve teakkul melekelerimizi geliştirerek, imkan dahilinde tedbir almamızın gerekliliğini bilmemiz hususudur. Topluma hükmetme yerleri olan, tepe noktalarında düşmanlarımızın aleyhimizde alacakları kararlara dikkat çekip bizi uyarmaktadır.
“Göklerde ve yerde olanları, Allah’ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O’dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O’dur. Bunlardan daha az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onların yanı başındadır. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah her şeyi bilendir” Mücadele/7
Ehli dalaletin bugünkü yüksek tepeleri millet meclisleridir. O gün yüksek tepeler galibiyeti temsil ediyordu. Konu gizli karar almadan bahsettiği için bunlar yüksek kararların alındığı meclislerdir. Buralara Müslümanların çıkıp bakış ve görüşlerini hakim etmeleri gerektiği için “الم تر” diye gör bak diye her birimizi fert fert uyarmaktadır. Aleyhimizde alınan gizli meclis kararlarını takip edip tebliğ, davet ve siyaset gibi imkanlarla yüksek meclislere dikkatimizi çekmektedir.