Ulusal Etnisite Kıskacında Ümmet
Ulus: Aynı etnik kökene sahip kimseler demektir. Irkçılık marjinalinde bir kavmiyetçi anlayıştır. Ulusal Devlet: Geçerliliğini bir ulusa dayandıran kurumsal bir yönetim düzenidir. Fransız İhtilali sonucunda oluşan Ulus devlet anlayışı akımına, insanın insan tarafından yönetilmesi anlamında da mana vermek mümkündür. Türkiye’de bu düşünce İttihadı Terakki ile başlamış, Enver Paşa’nın “Dava-yi Kavmiyettir” diye tanımladığı ulus devlet tasavvuru, Cumhuriyetle beraber “Din Karşıtlığı” ve “Antiemperyalizm” sloganı ile “Kemalist sol” ile entegre edildi.
Ulusalcılığın bir de bagajı vardır. Bagajı tamamen İslam medeniyet değerlerinin reddi ve bu reddi mirasıyla övünen, jakoben, tekçi, asimilasyon ve inkarcı bir anlayıştır. Bagajında ümmete ait hiçbir şey olmadığı gibi, bulundurmak da suçtur ve ağzına kadar batı ürünleri ile doludur.
Ulusçuluğun ontolojik kaynağının tarihi arka planı şeytani bir paradigmadır. Böylece İblisin Yüce Allah’ın emrine A’raf/11 karşı çıkarak, ilk sözlü olarak Yüce Allah’ın emrinin sorgulandığı A’raf/12 çok yönlü bir yıkım planıdır. Kur’an-insan ilişkisinde ahlaki değerleri içeren Hucurat/13. Yüce Allah, insan(lar)ın bir başkasına üstünlüğü olmadığını, Tüm insanların bir kadınla bir erkekten dünyaya geldiğini beyan eder.
Ayetin siyak ve sibakı açısından konuya baktığımızda, insani ve İslami değerlerde bir aşınmanın tenkit edildiği ve kimsenin kimseyle alay etmemesi gibi konularını Hucurat/13 zikrederek üstün etnik ve ayrıcalıklı toplum tasavvuru ret edilmiştir. Irkçılık davasının anası bir kavmin kendini üstün sınıf görmesidir.
Kur’an, Tevhidi hududu aşan kişiyi en yakını olsa bile sevmesini haram kılmıştır. “Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir topluluğun, Allah ve Peygamberinin hududunu aşıp (düşmanlık) eden kimselere, velev ki babaları, oğulları, kardeşleri…. yahut aşiretinden olsunlar, onları sevdiğini göremezsin.” Mücadele/22
Ayete baktığımızda, “Bulamazsın” deyip başlaması ve ferdi değil de “Bir Kavim” demesi dehşetengiz bir şekilde toplumun ruhi iç alemini ne güzel beyan etmektedir. Bu ayete bakarak, günümüz kavmiyetçiliğini izah etme bakımından çok mühim bir hadise!
Demek ki, Müslüman Arap, Acem, Türk ve Kürt kavimleri, kavim olarak Allah ve Resulünün hududunu aşarak topluca böyle çirkin bir suça toplu iştirak etmenin imanla bağdaşmadığını haykırması ne kadar da önemli! İçimizde bazı insanlar, bırakın sevmeyi, vekalet ve velayetlerini din düşmanlarına vererek bir nevi hayatını onlara teslim ediyorlar. Bu öyle bir seviyeye geldi ki, siz ırkçılığın İslam’da olmadığını söylediğinizde muhatabınız Türkçü ise seni Kürtçülükle, eğer muhatabın Kürtçü ise seni Türkçülükle suçlamaya kalkar. Kısaca benden değil isen ondansın.
Allah’a en yakın insanlar Peygamberlerdir. Resul-i Ekrem’in amcası için, “Ebu Leheb’in iki eli kurusun ve kurudu da.”Tebbet/1. Ayetini okuyarak lanetlemesi, Hz. İbrahim’in inkarcı olan babasına dua etmesinin yasaklanması ve Hz Nuh’un inkarcı evladına el uzatmasını “Hayır o senin ehlinden değildir dedi” Hud/36. Diyerek men ettiğini görüyoruz. Kur’an’ın çizdiği imtiyazsız medeniyet değerleri ile bazı insanımızın düştüğü süfli hale bakar mısınız? Bugün bazıları nerede ise “Kafir de olsa bizim kafirimiz” diyecek kadar düşenler bile vardır. Maalesef!
Müslümanları ulus üst kimliğinde toplamak mümkün olmadığı gibi, bu Kur’an’a ters ve ümmete de bir haksızlıktır. İşte ırkçılık budur. Toplulukların varlığını yok ederek bir tek etnik kimliği üste çıkarmak Kur’an’a yapılan bir düşmanlıktır. Bu karşı tarafa “Her kes babasının evladıdır” dedirtir.
İslam’ın “Ümmet Üst” kimliği altında toplumda kavim ve kabilelerin varlığı Kur’an’ın beyanıdır. Bu farklılıkları bir arada toplayan ideal devlet Medine İslam devletinin kurduğu ideal ümmettir. Etnik/ulus tasavvuru kıskacında ümmetin sıkıştırıldığı bir dünya huzur bulamaz. Ümmetin ihyası, insanlığın inşası ve toplum hayatının sigortasıdır.
Çıktığından beri kan ve gözyaşı dışında bir sermaye bırakmayan ulus/etnik kavmiyetçiliğini alıp tasvip etmemizi kimse bizden beklemesin. Dinde Müminler, insanlıkta da tüm insanlar kardeştirler. İslam toplumunda Müslümanların, biz bir Ümmetiz, üst kimliğimiz “İSLAM” demeleri gerekir. Bundan başka bir üst kimlik aramak cinayettir.