Sosyal Medya Fenomenleri Kanaat Önderlerimiz Değildir!
Nedir sosyal medya fenomenliği?
Basit ve anlaşılır bir tanım yapalım:
İnternetin aktif kullanımıyla beraber, sosyal medya dünyasında ön planda olan, çokça takip edilen, görüşleri, davranışları ve fikirleriyle insanları etkileyen kimselerdir.
Peki kanaat önderleri kimlerdir?
Yine basit bir tanım yapalım:
Fikirleri, düşünceleriyle, ilmi donanımları ve bilgi devşiren tecrübeleriyle, topluma yön verme, yol yordam oluşturma konusunda ehil kimselerdir.
Bu iki tariften yola çıkarak şu soruları da sorabiliriz; ‘bir insan hem sosyal medya fenomeni hem de kanaat önderi olamaz mı?’
Veya, bir kanaat önderi aynı zamanda sosyal medya fenomeni de olamaz mı?
Elbette bir kanaat önderi sosyal medyada oluşturduğu etkileşimleriyle, kendini takip eden takipçilerinin ilgisi ve çokluğuyla sosyal medya fenomeni haline gelebilir. Gayet doğru ve dürüst bir şekilde fikirleriyle, düşünceleri ve bilgileriyle toplumlara yön vermeye devam edebilir. Buna kimsenin diyecek bir sözü veya edebilecek bir itirazı da olamaz.
Amma ve lakin, bir sosyal medya fenomeni, kanaat önderi olma vasfından yoksun ise, internet dünyasının dijital monarşisinde kral bile olsa, asla kanaat önderi olamaz!
Fakat sosyal medya fenomenlerinin toplumumuzda kanaat önderleri haline geldiğine esefle şahitlik ediyoruz.
Nedense takipçi sayısına göre, insanların fikir ve görüşlerini sorgulamadan hayatımızın merkezine alıyoruz. Sonra da hayatlarımız o fikirlerin etrafında dönüp duruyor. Böylece takipçi sayıları, taklitçi sayısına dönüşüveriyor.. Hem de, baş döndürecek bir hızla...
Buna mukabil, takipçi sayısı az olan, sosyal medya jargonundan pek de anlamayan, çok değerli kanaat önderlerinin kıymetli görüş ve yönlendirmeleri ortada kalıyor.
Etrafları boş, etkileşimleri yok denecek kadar az oluyor.
Bu yazdıklarımıza çoğu kardeşimizin şöyle dediğini duyar gibiyiz; ‘O halde kanaat önderleri, sosyal medyayı daha etkin kullansınlar, potansiyellerini ortaya koyarken zamanın şartlarına göre hudutları aşmadan, potansiyellerini ve birikimlerini güncellesinler...’
Bu şekil taleplerde bulunanlar elbette ki taleplerinde son derece haklılar.
Ancak şunu belirtelim ki, her değeri ve kıymeti internet dünyasının ölçütleriyle ölçersek yanılgının zirvelerine çıkmış oluruz. O zirveden baktığımız her hakikat gözümüze hakkaniyetten uzak bir boyutta ve hacimde(!) gözükebilir.
Bir insanı takip edip, sözüyle özümüze format atmadan önce, onun takipçi sayısına değil, anlam dünyasında kimi veya kimleri takip ettiğine bir bakalım!!!
Yani takipçilerden değil, takip edilenlerden bakalım meseleye...
Yoksa sosyal medya rüzgârı bizi, rüzgâr gülü misali öyle bir çevirir ki, düşüncelerimizi, fikirlerimizi, yönelim ve eğilimlerimizi hangi durakta bulacağımızı tahmin bile edemeyiz...
Hatırlayalım; bir kimseyi hak etmediği yere koymak ve yine bir kimseyi hak ettiği yere koymamak zulümdür...
Zulmün faili ise zalimdir ve Allah (c.c) zalimleri sevmez...