• DOLAR 34.666
  • EURO 36.362
  • ALTIN 2933.344
  • ...

İslam ümmeti olarak adeta dermansız bir derde düşmüş gibiyiz.

Lakin dermanı olan,  hemen bir adım ötesindeki dermana ulaşamayan, kavuşamayan, olduğu yerde çırpınan ayakları bağlı kuşlar misaliyiz.

Ne kanatlanıp uçabilen ne de yüzlerce yıllık esaretten kurtulabilen..

Ne kendisinin ne de Emperyalistler tarafından paramparça olmuş İslam aleminin yaralarına derman olabilen..

Kalabalık, ama sadece yüreğinin yanığıyla öten, çırpınan ama olduğu yerde kala kalan, çığlıkları ayyuka çıksa da ayağını kaptırdığı zincire takılı kalan...

Gazze'deki soykırıma seyirci kalmanın çaresizliğini dibine kadar yaşıyoruz.

Artık orada yaşanan soykırımı, mezalimi anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor. Acılarla düğümlenen boğazımızdan çıkan beddualar içimizdeki ateşi söndürmüyor.

Allah Resulü’nün (sav) Allah’a (cc) sığındığı acizlik meğer böyle bir şeymiş demekten kendimizi alamıyoruz. Gazze'ye derman olamıyoruz.

Gazze'deki soykırım için somut bir şeyler yapamıyor, başımızdakilere yaptıramıyoruz.

Siyonist terör şebekesinin katliamları gün geçtikte çok daha korkunç bir merhaleye ulaşıyor.

Her gün onlarca, yüzlerce kardeşimiz ölüyor, yaralanıyor.

Çocukların kolları ve bacakları anestezi olmadan kesilmeye devam ediyor.

Yaralıların tedavi olabileceği ortam ve şartlar olmadığı gibi ilaca ulaşmak mümkün değil.

Gazzelilerin yedikleri hayvan yemleri de tükendi.

Sağ kalanlar açlıktan, susuzluktan ölüyor.

Siyonistler güvenli bölge dedikleri ve tüm sağ kalanları topladıkları Refahı günlerdir bombardımana tutuyor.

Refah son kale!

Son sınır

Filistin'in atan son kalbi

İnsanlığını kaybetmemiş olanların 'Hayır bu kadarına da izin verilmez, hangi çağda yaşıyoruz' dediği kırmızıçizgi.

Beyin felci geçiren Uluslararası camiaların fişlerinin çekildiği yer.

Dünyaya adalet bekçiliği yapan ABD ve diğer Emperyalist ülkelerin son nefeslerini verecekleri belde..

Batılı halkların 'Artık bundan ötesi yok. Uluslararası adalet mekanizmalar ve insan hakları odaklı tüm kurumlar ayaklarımızın altındadır' diye haykıracakları ve kendi rejimleriyle savaşacakları nokta.

Bir hayvanın dahi yaşayamayacağı şartlarda refaha sığınan binlerce insan gözü dönmüş canilerin insafına bırakılmış.

İslam aleminin yöneticileri ise sadece diplomatik görüşmelerle yetiniyor.

Kimileri sadece Ülke çıkarlarını düşünüyor. Sanayi ve teknolojide bağımlı olduğu Emperyalist Ülkelerin yaptırımlarından korkuyor. Kimisi de zaten siyonist uşağı, hatta belki de siyonistin ta kendisi.

İşte bunların yönetiminde olan biz İslam alemi artık medeti Batı’dan, Batı’nın vicdan sahibi halklarından bekler hale geldik.

Önce defalarca toplanan ve bir tiyatro salonuna dönen BMGK'dan çıkacak bir ateşkes kararına kilitlendik. Olmadı Güney Afrika Cumhuriyetinin Lahey'de Uluslararası Adalet Divanına açtığı soykırım davasına ümit besledik.

Bizim yöneticilerimiz sadece yüzde biri Müslüman olan Güney Afrika kadar olamadı. Oysa Filistinlilerle ortak bağları olan bizlerdik.

Yıllarca aynı medeniyet çatısı altında yaşadık, ortak kültür ve inanç bağlarına sahibiz.

Üstelik onlar Allah tarafından kutsal kılınan ve ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa için mücadele ediyor. Filistinliler yetmiş yıldır orayı Siyonistlerden kurtarıp özgürleştirmek için bedel ödüyor. Bu bedeli tüm İslam beldeleri eşit bir şekilde paylaşmalıydı. Bunu yapsalardı orada şehit olanlar kadar şeref ve izzet sahibi olacaklardı.

Şimdi ebabiller gelse kimi taşlar Allah daha iyi bilir ama acizlik, çaresizlik içinde bir çıkış yolu beklemedeyiz.

Allah'ım kendi katından bize bir yol göster, Filistin'le birlikte tüm İslam diyarlarını özgürlüğüne kavuştur. HAMAS'a kutlu bir zafer ihsan eyle! Emperyalistlerin birliklerini boz, onları kendi katından bozguna uğrat.