• DOLAR 35.351
  • EURO 36.644
  • ALTIN 3008.19
  • ...

Sadece “SEDNAYA mı” sandınız zalimin zulmünün fışkırdığı zindanı!?  Araştırın bakalım aşağıdakilerin SEDNAYA’dan farklarını… Zindan, zalim, zulüm sacayağına asılı bir de MAZLUM vardır. İşte Sednaya, Sabra- Şatilla, Deşta Lili, Halepçe, Zilan, Gazze, Srebrenitsa, Ofer, Şikma ve daha niceleri bu “MAZLUMDUR.”  Zindanlar sahiplerinin sabıka kayıtlarıdır. Bir zindanı işittiğinizde, -vicdan kurumamışsa ve insanlık sönmemiş ise- zalimin zulmü ve oradaki mazlumun çilesi gözünüzün önüne gelir, hayalinizde en çıplak ve çirkef haliyle canlanır. Ya da canlanmalıdır.

ZİNDANLARDAN BİRKAÇ ZİNDAN (Müslüman coğrafyasından)

Afganistan: TUZ MADENİ ZİNDANI, KARANLIK ZİNDAN, binlerce mahkûmun havasızlıktan ve yangından öldüğü Mahpushane olarak kullanılan KONTEYNER ve TÜNELLER…

İran: EVİN ZİNDANI, GUHARDEŞT ZİNDANI

Irak: EBU GUREYB ZİNDANI, TACİ ZİNDANI 

Türkiye: SİNOP KALE ZİNDANI, ULUCANLAR ve MAMAK, METRİS CEZAEVLERİ, DİYARBAKIR E TİPİ ZİNDANI, (Bunlar kapandıysa da acıları, sızıları, kayıpları halen devam ediyor ve devam etmektedir.) SİLİVRİ, BOLU F TİPİ ZİNDANI, (Diğer F ve D tipleri)

Mısır: TORA (EL-EQREB) ZİNDANI

Suudi Arabistan: ZAHRAN, EL-HAYR!, EBHA, HAFR-EL BATİN ZİNDANLARI

Ürdün: SUWAQA ve EL- CUWEYDA ZİNDANLARI

Libya: EBU SALİM ZİNDANI (1996’da cezaevinde isyan gerekçesi ile yaklaşık 1.270 kişi acımasızca katledildi.)

Cezayir: El-HERRAŞ, HALİFE, SEKADCİ ZİNDANLARI

Bosna: Tuzla bölgesindeki KARTAL ÜSSÜ 

Çeçenistan: Grozni civarında isimleri bile bilinmeyen gizli zindanlar

Fas: TAZMAMART ZİNDANI, UKKAŞE ZİNDANI

Tunus: MORNAGYA ve SEFAĞ ZİNDANLARI

Suriye: SEDNAYA ZİNDANI, PALMİRA ZİNDANI (1980 Palmira katliamını geçmemek gerekir, Sednaya’dan aşağı değildir.)

Yemen: SAN'A ZİNDANI (DARÜ'L-HÜKÛME ZİNDANI), PİR AHMED ZİNDANI

Bahreyn: CUWW ZİNDANI

Pakistan: LAHOR, PEŞAVER, REWALPİNDİ ZİNDANLARI

Bangladeş: DAKKA MERKEZ ZİNDANI (Şimdi değişik bir isimle yenilendi), KASIMPUR ZİNDANI

Birleşik Arap Emirlikleri: Gizli Cezaevlerinin olduğu raporlanmış.

Amerika: GUANTANAMO DELTA KAMPI (Küba’da). Amerika gayri meşruluklarına hukuksal gerekçeler oluşturmaması amacıyla pek çok savaş gemisini uluslararası sularda ceza ve sorgu evi olarak kullanmaktadır. (Merhum Usame bin Ladin’in cenazesinden hatırlanacaktır). BAGRAM ZİNDANI (Afganistan işgalinde Amerika’nın Bagram hava üssünde) Irak Ebugureyb zindanındaki işkence ve tecavüze varan vahşilikleri dünya tarafından lanet ve dehşet ile karşılanmıştı. Dünyanın pek çok yerinde Amerika’nın sorgu ve infaz yerleri bulunmaktadır, araştırılmaya değer bir konudur.

israil: OFER ZİNDANI, GİLBOA ZİNDANI, RAMOT ZİNDANI (Necef çölünde), KETSİOT ZİNDANI (Necef çölünde), ŞİKMA ZİNDANI (Filistinli kadın ve çocuklar tutuluyor)

Bu listenin sonu gelmez. Sadece hatırlama ve hatırlatma amacıyla birkaç tanesi numune olarak işlendi. Bir de zindanların zalimleri ve sahipleri vardır. Ariel Şaron ve halef- selefleri, ABD Başkanlar silsilesi, Saddam Hüseyin, Enver Sedat, Hüsnü Mübarek, Ali Abdullah Salih, Muammer Kaddafi, Zeynel Abidin bin Ali, Benazir Butto, Şeyh Hasina Vecid ve diğerleri…) gibi.

Nasıl ki istisnasız olarak her güncel eşya ve olgunun mutlaka bir tarihi arka plan ve kökü var ise zalimlerin de kökü Fravun, Nemrut, ta İblise kadar uzanır.

Bu bağlamda SEDNAYA Mazlumiyetinin sadece Suriye ile sınırlı olmadığı kendiliğinden ortaya çıkacaktır.

Her ne kadar bazı zalimler ve zulümleri geçmişte kalmış görünse de yaraları, acıları, sızıları kısacası sonuç ve etkileri aynen devam etmektedir. Zulmün geçmişi olmaz. Zulüm, İntikam alma hırs ve duygusu üzerinden tekrarlayarak devam eden bir döngüye dönüşür.

Zindanlar bir coğrafyada, bir toplumda, o zaman kesitinde yapılan zulümlerin, katliamların, soykırımların, buz dağının görünen kısmıdır, sadece toprak üstünde kalan kısmıdır. Zindanlara ulaşanlar, dünya gözüyle bakıldığında belki de şanslı kesimlerdir.

Misalen; Hafız Esad’ın Hama Katliamı, Ariel Şaron’un Sabra ve Şatilla Katliamları, Amerika’nın Guantanamo Delta kampı, Afganistan Bagram hava Üssü’ndeki işkence ve  katliamları, Irak Ebu Gureyb zindanı süreci, Saddam Hüseyin’in Halepçe ve Enfal Katliamları, Cumhuriyet döneminin Zilan, Dersim, Koçgiri katliamları, Kuyucu Murat Paşa’nın 65 bin kişilik Celali katliamı, Raşid Dostum’un Deşta Lili- Taliban Katliamı, Radovan Karadziç ve Ratko Mladiç’in Srebrenitsa Boşnak katliamı gibiİlk etapta akla gelen katliamlar; zindanlar ile mukayese edilemeyecek derecede ağır vahşetlerdir. israilin şu an Gazze soykırımında uçak bombardımanları ile kustuğu ölüm ve vahşeti önce bu zindanlarla mukayese edin ve sonra da ekleyin ve tabloyu zihninizde canlandırın.

Zalimi tanımak için, zulmü lanetlemek için, mazlumu hissetmek için zindanları takip etmek, tanımak gerekir.

Peki, niçindir bu zulüm, niçin zalim, zulme ve zindana ihtiyaç duyar? Basit iki sebebi var.

1- İktidara gelmek, hakim olmak ve kaynakları yönetmek, dolayısıyla aslan payını kendisine almak için. (Çoğu zaman inanç ve ideoloji buna sos/gerekçe yapılır.)

2- Birinci maddedeki iktidara gelmek ve kaynakları eline geçirmek için dökülen kanlar ve yapılan zulümler, bir kan davasına dönüşür. Dolayısıyla intikam alma duygusuyla zayıf güçlenince; güçlünün kendisine yaptığının aynısını tekrarlamaya çalışır ve ikinci bir intikam duygusuna zemin hazırlar. Bu kısır döngü devam edip gider.

Bu kritik Suriye sürecinde eğer bu çekişme aşılmaz ise Hafız Esad dönemini aratacak durumların ortaya çıkma ihtimali yüksektir. Yeni süreçte gerçekten büyük bir aklıselime ihtiyaç vardır. Bunu herhangi bir hamasi duyguyla değil gerçek bir dost ve kardeş temennisiyle söylüyoruz.

Suriye, Sednaya, Filistin Gazze demişken; 30 yıla yakındır BOLU F TİPİ tek kişilik hücrede kalan İRFAN ÇAĞRICI’YI hatırlayan var mı acaba? İrfan Çağrıcı gözaltında ağır işkencelere maruz kalıp kurşunlanmıştı. Mahkemede suçlamaları da kabul etmediği halde ağırlaştırılmış müebbet ceza ile cezalandırıldı. Sednaya’da 15-20 yılda insanların ne hale geldiğini gördük. 30 yıldır rahat bir secde bile doğru dürüst yapılamayan, günde 2 ya da 4 saat havalandırma ile hücrede acaba ne durumdaydı?

“ SAKIN ZALİMLERE MEYL ETMEYİN; YOKSA ONLARI SARACAK ATEŞ SİZE DE DOKUNUR.” (Hud suresi 113. Ayet)

CUMHURİYET GAZETESİ: ZİLAN DERESİ LEPALEP CESETLE DOLDU

Zilan Deresi’nde yaşananları 16 Temmuz 1930'da devletin yarı resmi gazetesi durumundaki Cumhuriyet Gazetesi şu şekilde verir: "Ağrı eteklerinde eşkıyaya iltica eden köyler tamamen yakılarak ahalisi Erciş'e sevk edilir ve orada iskan olunmuştur. Zilan harekâtında imha edilen eşkıya miktarı 15 binden fazladır. Yalnız bir müfreze önünde düşüp ölenler bin kişi olarak tahmin ediliyor. Zilan Deresi'nden sıvışan 5 şaki de teslim olmuştur. Buradaki harp pek müthiş bir tarzda cereyan etmiş, Zilan deresi lepalep cesetle dolmuştu."