• DOLAR 34.296
  • EURO 37.572
  • ALTIN 3021.492
  • ...

                2006 yılıydı.  Filistin’deki seçimlere Hamas damga vurmuştu.  O dönemde Hamas parlamentoda 76 sandalye elde ederken, El Fetih sandalye sayısı 43’te kalmıştı.  Bu durum El Fetih’te büyük bir şok oluşturmuştu. İsrail ise tedbir alıyordu. El Fetihle pazarlık hazırlığında olan İsrail “Hamas’la hiçbir şekilde pazarlık yapmayacaklarını” açıklıyordu. Çünkü kendileri de Filistin seçimleriyle ilgili böyle bir sonuç beklemiyordu. Aynı şekilde ABD’den de jet bir açıklama geliyordu. Dönemin ABD başkanı George Bush, Hamas’ı terörist ilan ediyordu. Yine o dönemin ABD Dış İşleri Bakanı Condoleezza Rice, Mahmut Abbas’ı arayarak, “nerede hata yaptıklarını ve yeni süreçte politikalarına destek sözü” veriyordu.  O dönemde Hamas’ın birinci parti olması dünya gündemine oturmuş ve bunun kritiği yapılıyordu…

                Fakat o dönemde bu yansımalar içerisinde yerel bir hadise dikkatimi çekmişti. Bu hadise “Gündem Gazetesinin” meseleye yaklaşımıydı. “El Fetih’in tabanı nasıl Hamas’a kaptırdığını” yazı dizisiyle okuyucularına aktarıyordu. Sosyalist ve Arap milliyetçiliği üzerine bina edilen El Fetih’in kendi tabanını nasıl Hamas’a kaptırdığını 15 güne yakın yazı dizisiyle aktarıyordu.

Tabi bu konunun onların zihin dünyasını meşgul etmesi tesadüf değildi. Çünkü kendi varlıklarını üzerine bina ettikleri argümanlar aynı yoldan geçiyordu. Kendileri de sosyalist bir çizgide ve Kürt milliyetçiliği üzerine şekillenmişti. Türkiye içerisindeki Kürt milliyetçiliği üzerinden yaptıkları siyaset sahnesini muhafazakâr tabana kaptırma korkusuyla eşdeğerdi.   Ve hala bu korkuyu yaşamaktadır. Kendi tabanını dindar ve ayağı yere basan bir partiye kaptırma korkusu diyebiliriz.  Bunu daha somutlaştırırsak, belki AK Partiden ziyade referansını İslam’dan alan ve Kürt seçmen arasında daha etkin olan HÜD PAR korkusu da diyebiliriz.

                Yine Gündem Gazetesinin o yazı dizisinde sonucu şuna bağlıyordu: Ne zamanki El Fetih ve Hamas arasında bir normalleşme olduysa, El Fetih’in tabanı ciddi oranda Hamas’a geçmişti.  Hamas’tan ise onlara geçiş sıfırdı. Ve böyle bir kararın El Fetih için büyük bir hata olduğunu aktarıyordu…  

Aslında El Fetih’in tabanı Hamas’a kaptırmasının birçok nedeni anlatılabilir ancak en büyük etken;  fikirlerin sağlam bir şekilde temellendirilmesi veya temellendirilmemesi diyebiliriz. Fikirlerin fıtrata hitap etmesi veya etmemesidir. Hamas’ta yetişen fertler, bu sağlam temelle yetişirken, El Fetih’te yetişen fertler daha çok duygusallık ve milliyetçilik üzerine kurulmuştu.  Buda El Fetih fertleri için her an değişimi ve saf değiştirmeyi doğurabilirdi ki neticede böyle oldu.

                 Sonuç olarak; bunun farkında olan HDP, tüm Kürtler için hep bu korkuyla yaşamıştır. Dünden gelen korku son zamanlardaki HÜDA PAR’ın sahada görünmesiyle daha da pekişmiştir. Bunun için HDP, hiçbir zaman HÜDA PAR gibi mutedil ve referansını İslam’dan alan bir partiyle aynı karede bulunmak istemez. Tüm Türkiye’de, özelde Kürtler arasında daha aktif olan HÜDA PAR’a taban kaptırmak, HDP’nin en büyük korkusu diyebiliriz. Ve geçen seçimlerde HÜDA PAR’ın tüm partilerle diyalog çağrısına karşılık, bunu kırmızıçizgi olarak gören HDP’nin olumsuz açıklamaları da bu saikla okunabilir.