• DOLAR 34.697
  • EURO 36.692
  • ALTIN 2968.85
  • ...

               Son zamanlarda malum kesimler, dindarlara, dini yönelimlere ve İslami sembollere saldırıya hız verdiler. İçlerindeki kini her fırsatta kusuyorlar. Birkaç gün önce küçük çocukların dini eğitimine karşı çıkan Özgür Özel gündemdeydi.  Şimdi de Enes Kara intiharı üzerinden tüm tarikat ve cemaatleri hedef tahtasına taşımışlar. Enes Kara’nın intiharı üzerinden yalan ve saldırgan haberler yapmaları yıllar önceki bir haberi bana hatırlattı. Keçisi çalınan imamın haberi “imam keçi çaldı” şeklinde verilmişti. Amaç imamın şahsında İslam’ı lekelemek ve malzeme olmadığı için yalan malzeme üretmekti. Bugünlerde de bir gencin intiharı ve bu gencin İslami kimliği olan bir kurumda olması onlar için yeterliydi. Benzer olumsuz her hadisenin, dinle, dinarlıkla, belli cemaatlerle, belli vakıflarla alakası kurulmaya çalışılıyor.

               Peki, bu kadar pişkinlik ve saldırı neden? Bunlar bununla neyi hedefliyor? Amaçları nelerdir? Elbette birçok neden anlatılabilir. Ancak belirgin olan birkaç taneyi aktarayım:

               1- Çaresizlik: Malum kesim, milleti yönlendirmede çaresiz kaldıklarında iftira yolu en çok görünen yöntemleridir. İlkelerden nasibini almamış bu kesim, milleti yönlendirme ve kandırma konusunda istedikleri seviyede tutamadıkları zaman bu duygusal olayları dine bağlayarak halkı kandırmaya çalışırlar. Başarma oranları azaldıkça saldırı oranları o kadar yükselmektedir.

               2- Dini yapıların başarısı: Dernek, vakıf ve cemaatlerin başarısı, halkın onlara teveccüh göstermesi en büyük sebep gösterilebilir. Bu yapıların, hiç bir menfaat gözetmeksizin, köylere, mahallelere, sokaklara, hatta her eve hizmet götürmeleri malum kesimi çıldırtıyor. Bu hizmetler neticesinde halkın bu insanları tanıması ve bu vesileyle halkın dini daha iyi anlama fırsatı bulması söz konusu iftira ve karalama tellallarını harekete geçiriyor. Bu nedenle de halk nezdinde itibar gören, saygın olan her kesimi tahkir etmek, gözden düşürmek onların en büyük hedefidir.

               3-Para babalarına mesaj vermek: Kendilerini fonlayanlara kendi bağlılıklarını ilan etmek de onları bu tür iftiralara yönlendiriyor. Amaçları, Avrupa ve Amerika gibi fon babalarına net duruşlarını göstermektir. Kendilerinin sadık kulları olduğunu ve bir yerlere getirildiklerinde kendi duruşlarından taviz vermeyeceklerinin ilanıdır. Türkiye’nin dindarlaştığını ve bize desteği kestiğinizde şeriata evirileceğinin mesajını veriyorlar.

               4- Cehaletleri: Maneviyattan nasibini almamış kesimlerin cahiliyeti, dine ve dindarlara saldırması için yeterli bir sebeptir. Kişi bilmediğinin düşmanı olduğu gibi bireye ve topluma faydalı olan yapılara saldırma nedenidir.  Yine birkaç gün önce cehaletin sembollerinden olan İsmail Saymaz’ın, 4-6 yaş arası çocukların başlarının örtülü olması ve sembolik olarak Kâbe’yi tavaf etmesindeki rahatsızlığını belirtmesi gibi…

               Netice olarak; herkes kendi tabiatının yansımasını yaşar. Şeytan ve dostları kendi vazifesini yapıyorlar. Bunların yaptıklarına karşılık çalışmalarımızı hızlandırmamız gerekir. Daha fazla gayret göstermemiz gerekir. Küfrün ağız birliğine karşı çok daha fazla ağız birliği etme zamanıdır. Eğer bunlar % 99’u Müslüman olan bir ülkede pervasızca değerlerimize saldırıyorlarsa kendi çalışmalarımızı iyi sorgulamamız gerekir.