• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

               Bugünkü köşe yazımı “Teknoloji bağımlılığı”na ayırmamın nedeni değerli bir dostumun ıstırabıydı. Kendisinin anlatımıyla; oğlum okulda çok başarılı ve okul birincisiydi. Ne zamanki akıllı telefon sahibi oldu benim oğlum sanki başka biri oldu. Dersler sıfıra indi ve başını telefondan kaldıramıyor. Geldiği noktada ise neredeyse tüm zamanını telefonda geçiriyor…

               Dostumun anlattığı bu sorun birçok ailede baş göstermiş durumda. Eğer bir genç bu duruma gelmişse tamamıyla bağımlılık halini yaşıyordur. Bu durum internetin yaygınlaştığı ilk dönemlerde “bilgisayar oyunlarına müptelalık” şeklinde görülmüştü. Fakat şimdi bilgisayardan çok daha kullanışlı olan cep telefonlarıyla bu bağımlılık çok daha fazla tehlikeli bir boyut almıştır.

               Aslında teknolojinin gelişmesiyle insan hayatına birçok kolaylık gelmiştir. Doğru kullanıldığında büyük bir nimet olarak ortada duruyor. Fakat bu nimetin kalpazanlar tarafından yönlendirildiği bir zeminde bağımlılık üreten oyun ve farklı uygulamalarla maalesef teknoloji nimetini olması gereken maksadın dışında kullanmaya yönlendirmiştir. Bu ağa düşen gençler ise onsuz nefes alamadıklarını düşünürler.

               Bu pozisyona düşün kişi, sosyal hayattan kopuyor. Özellikle çocuklar ve gençlerde okul başarılarından sosyalleşmeye, iletişim gelişiminden fiziksel gelişimine kadar birçok yönünü olumsuz etkiliyor. Bağımlılığın en tehlikeli olma hali ise, gelişim dönemindeki gençlerde görülmesidir. Gelişim dönemindeki bir gencin gelişim gösterecek yetenekleri örselenir ve yeterince hayata hazır hale gelemez. Bu da zaman içerisinde tüm sorumluluklarından uzaklaşan ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen insan suretini taşıyan bir robot meydana çıkarır. Bu durum başta gencin ailesi olmak üzere yakın çevresine içinden çıkılmaz sorunlar doğurur. Ne yapacaklarını şaşırırlar.

               Bu konuda aile reisleri işi baştan önlemelidirler. Bu yola giden kapıyı kapatmayı bilmelidirler. Örneğin; bir genç odasına çekilip saatlerce telefonla oynuyorsa aile hikmetli bir şekilde bu duruma yönelmelidir. Baştan müdahaleler olmadığında sonradan sorun kronikleşmekte ve soruna çözüm getirmede çaresiz kalınmaktadır. Özellikle 6 ve 18 yaş aralığı olan çocukların aileleri teknolojiyi ölçülü bir şekilde onlara kullandırmalıdırlar. Teknolojiyi onlara kullandırırken de onları denetlemeli ve çocuğu kendisiyle baş başa bırakmamalıdır. Evet, tüm aileler çocuklarının ihtiyacı olan teknolojiyi elbet sağlayacak ama bilinçli ve denetimi belli kurallar içerisinde oluşturmayı da ıskalamamalıdır.

              Sonuç olarak; tüm ebeveynler başta kendileri olmak üzere söz konusu bağımlılığın kendi hayatındaki kapladığı zaman dilimini gözden geçirmelidir. Kendini gözden geçiren ebeveyn daha sonra mesul olduğu çocuk ve gençlerinin hangi konumda olduğuna göz atmalıdır. Mesul olduğunuz çocuklarınız odasına çekilip sürekli cep telefonunu elinden düşürmüyorsa ve söz konusu kullanımlarında bir ölçü koymada zorlanıyorsa teknoloji bağımlılığı başlamış demektir. Bu durumu fark eden ebeveynler soruna yönelmeli ve hikmetli bir şekilde çocuklarını bu illetten kurtarmalıdırlar. Yoksa dünya ve ahiret noktasında çok bedel verilebilir.