• DOLAR 33.982
  • EURO 37.725
  • ALTIN 2728.385
  • ...

Bugün daha önce yaşanmış büyük bir vahşetin yıl dönümü... 6-8 Ekim kalkışmasının üzerinden 9 yıl geçti.

Toplam 3 gün süren olaylarda birçok kişi can verdi. Bir Kurban Bayramı günü gerçekleşen saldırılarda Yasin Börü ve arkadaşları ihtiyaç sahiplerine kurban etlerini dağıtırlarken hunharca katledildiler.

Yasin Börü, Hasan Gökgöz, Ahmet Dakak ve Riyat Güneş, bir güruhun silah, taş, sopa ve kesici aletli saldırıları sonucu sığındıkları bir binanın üçüncü katında linç edildiler.

Binadan atılan gençlerin nazik bedenlerine işkence yapıldı. Ahmet Dakak'ın başı taşla ezildi, 16 yaşındaki Yasin Börü'nün üzerinden arabayla geçildi. Cesetleri yakılan ve tanınmayacak hale gelen çocuklar/gençler, aileleri tarafından güçlükle teşhis edilebildi.

Olaylar sözde bir partinin yetkililerinin vandalları sokağa çağırması üzerine başladı ve ne yazık ki zamanın emniyeti ve idarecileri de bütün bu vahşete sadece seyirci kaldı.

O günlerde gençlerin evine sığındıkları kadının yardım çığlıkları ve telefon ucundaki polisin lakayt tavırları bütün Türkiye’nin gündemine oturmuştu.

HDP Merkez Yürütme Kurulu ve başındaki kişinin çağrısının ardından terör örgütü YPG/PKK elemanlarının öncelikli hedefi HÜDA PAR camiası olmak üzere aslında bütün camiler, okullar vs. halka hizmet veren yerlerdi.

Kalkışmanın olduğu 35 il ve 96 ilçede 50’den fazla insan öldü, 750’den fazla kişi yaralandı, 201 okul saldırılarda zarar gördü.

Bu zalimlerin gerekçeleri de IŞİD’in Suriye’de, Aynularab’ı yani Kobani’yi ele geçirmek üzere olmasıydı. IŞİD Kobani’ye saldırıyor diye onlar da neredeyse Kürtlerin yaşadığı il ve ilçelerin hepsini adeta ateşe veriyorlardı. Buralarda tabiki hedef İslami hassasiyetleriyle öne çıkan insanlar ve onların meskenleri, yerleriydi.

6-8 Ekim'de Diyarbakır'da yaşanan vahşetin sorumlularından biri olduğu belirtilen HDP’nin ‘Eşpartisi’ Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır eski İl Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt, o dönem Bağlar Koşuyolu Parkında, sokağa çağırdıkları yandaşlarına hitaben yaptığı konuşmada, Diyarbakır'da IŞİD'e destek veren derneklerin olduğunu ve bunlardan haberdar olduklarını ileri sürerek, “Sadece Diyarbakır'da 400'e yakın dernek üzerinden IŞİD çetelerine destek verildiğini biliyoruz.” şeklindeki açıklamasıyla, PKK’lılara tüm İslami dernekleri hedef göstermişti.

Aynı gün bir radyoda da konuşan Zümrüt, İslami Kurumları hedef göstermeye burada da devam etmiş, “Her tarafı Kobani'ye çevirin, Diyarbakır'da IŞİD'e destek veren 400 dernek var” diyerek İslami kurumları hedef haline getirmişti.

6-8 Ekim saldırılarında HÜDA PAR'ın 6'sı il binası, 19'u ilçe binası olmak üzere 25 binası saldırıya uğradı. Bazılarında oluşan zararlar çok ciddi değildi belki, ama bazı binalar tamamen yandı, kullanılamaz hale geldi. Parti üyesi, gönüllüsü veya onların yakınları 9 kişi şehit edildi. Karlıova’da 2, Diyarbakır’da 6, Cizre’de 1 kişi hunharca katledildi.

Bu saldırganlığın üzerinden yıllar geçti. Önemli olan çıkarılması gereken derslerin alınıp alınmadığıdır.

Milleti böylesi zalim anlayışların insafına terk etmek veya onların tepe tepe kullanageldikleri fırsatları tabir yerindeyse her seferinde onlara altın tepside sunmak süre gelen yanlış siyasetin açık göstergesidir.

Kullanılan her yanlış dilin, atılan her yamuk adımın veya her seferinde atılmasından korkulan ve esirgenen her doğru adımın sonucu işte böylesi saldırgan zümrenin semirtilmesi olmuştur. Allah akıl fikir versin!    

Bu vesileyle bir kez daha şehitlere rahmet diliyorum. Zalimler içinse ‘yaşasın cehennem’ diyorum!