İmtihan gerçekten çok ağır!
Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremin 10 ilimizde çok yıkıcı sonuçları oldu. Maalesef binlerce ev yıkıldı, binlerce insanımız enkaz altında kalarak can verdi.
Satırlarımın başında, vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Çok çok geçmiş olsun, diyorum.
Gerçekten içimiz parçalandı. Ne kadar aciz kullar olduğumuzu bir kez daha öğrendik, yaşadık.
Büyük felakette bazı ailelerin tümü gitti, bazı aileler ise parçalandı, perişan oldu. Kiminin anne babası gitti, çoluk çocuk kaldı; kiminin tersi oldu. Buradaki acının tarifi yoktur gerçekten.
O kadar acı bir kıyamet yaşadık ki deprem gününden bu yana bütün insanlık hüzne boğuldu, ağlama ve feryat sesleri hiç eksilmedi.
Bu büyük felaket karşısında ilk etapta büyük bir şok yaşayan insanlarımız, kısa sürede toparlandı ve Allah’a şükür yardım için seferber oldu.
Gerek ülkemiz gerekse de dünyanın dört bir tarafından hissedilen duyarlılık gerçekten takdire şayan oldu.
İnsanlar imkanları ölçüsünde seferber oldu. Kahramanmaraş ve çevre illere o kadar akınlar oldu ki oralardan ‘şimdilik gelmeyin’ çağrıları yapıldı. Gerçekten yardım izdihamı yaşandı, yaşanıyor. Gayret gösteren herkese teşekkürler olsun.
Bütün bunlar olurken elbette ki eksikliklerimiz de çoktu. Bunların başında da ‘erken karar alma’ meselesi. Malum bu gibi durumlarda erken karar almak, alınan kararı uygulamak kadar önemlidir.
Bu konuda da suçlayıcı konuşmaktan çok, var olan eksikliklerimizi ortaya koyarak ileriye hazırlık adına tespitlerde bulunmak önemlidir.
Deprem bölgesindeki ilk günkü sessizliğin nedenlerini tartışırsak; zamanında ‘hep birlikte harekete geçmek için karar almamanın veya alamamanın’ yanında, kısmi de olsa ‘verilen kararın uygulanması süresinin uzaması’ gibi sebepler ortaya konabilir.
Tabi ki öyle her konuda yirmi dört saat hazır kıtada bekleyen ekipler yoktur. Hele böylesine büyük bir felakete hazırlıklı bir ekip dünyanın hiçbir yerinde yoktur.
Ancak bu, ilk günkü verilmesi gereken karar ile ilgili eleştiriyi boşa çıkarmaz. İlk gün daha hızlı hareket edilebilirdi. Çünkü devasa enkazlar altında yardım bekleyen binlerce insan vardı. Yardım edin çığlıkları duyulduğu halde, imkansızlıktan el uzatamayan insanların feryatları içler acısıydı.
İlk günden sonra koordine olmaya başlayan ekiplerin etkisi, depremin 3’üncü veya 4’cü günü görülmeye başlandı. Bu da o soğuk havanın altındaki insanlar için çok geç sayılırdı.
Bugünden itibaren düzenli yardımların önemi çok büyüktür. Yardımları sivil toplum kuruluşları üzerinden veya AFAD gibi kuruluşlar üzerinden yapmak önem arz ediyor.
Umut Kervanı Vakfı, Yetimler Vakfı, İHO Ebrar, İHH gibi ve daha başka birçok kuruluş gerçekten büyük gayretler gösterdiler, gösteriyorlar.
Umut Kervanı Vakfı’nın bölgeye gönderdiği yardımlar ve 1000’den fazla gönüllüsüyle yaptığı çalışmalar takdire şayandır. İHH’nın insan kurtarma görüntüleri gerçekten hepimizi sevindirdi.
Olup bitenleri bir siyasi muhalefet malzemesi yapmadan bundan sonraki sürece odaklanmak lazım.
Bundan sonra mağdurların barınma ihtiyacı ve onların geçimlerini sağlama adına düzenli ve organizeli bir çalışma gerçekleştirilmelidir. Çünkü sağ kalanların ciddi geçinme sorunları da olacaktır.
Deprem bölgelerinde iş yerleri namıma hiçbir şey kalmadı ve oradaki insanlarımız için yeni bir hayat başlayacaktır. Bunun tedbirlerini almak lazım.
Bütün ailesini kaybetmiş bebekler, çocuklar için aynı şekilde kucak açmak gerekecektir. Onların barınma, eğitim ve iaşeleri için özel programlar lazımdır.
Çok büyük bir felaket yaşadık ve bunun yaralarını hep birlikte sarmak mecburiyetindeyiz. Daha ilk andan itibaren sahaya inmekle beraber ‘duyarlılık’ çağrılarıyla elinden geleni yapmaya çalışan HÜDA PAR, yine halkın dertlerine derman olma uğraşı içerisinde olduğunu ispat etmiştir.
Müspet hareket ederek, depremzedeler için gayret göstermeye çalışan diğer tüm siyasi parti ve kişiliklerle birlikte bölgede azim ve kararlılıkla çalışan bütün asker-sivil herkes erdemli davranmıştır.
Yazıyı bitirirken, HÜDA PAR’ımızın Kahramanmaraş İl Başkanı Nusreddin Üdürgücü kardeşimiz ve ailesi ile Adıyaman Gençlik Kolları Başkanımız Hüseyin Bayram kardeşimiz ve diğer genç arkadaşları ile yine Adıyaman Kadın Kolları Başkanımız Yıldız Tanrıverdi Hanımefendi, eşi ve çocukları başta olmak üzere, depremde vefat eden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına sabır ve başsağlığı temenni ediyorum.
İmtihan gerçekten çok ağır, ama bütün bunlar dayanışma duygusu ve birlikte hareket etme anlayışıyla aşılır inşaAllah.
Cümleten geçmiş olsun!