Gençler, bakar mısınız?!
Geleceğimiz, gençlerimiz! Bugün büyüklerinizi değil sizleri muhatap alarak birkaç noktaya işaret etmek istiyorum. Çünkü günümüzde herkes zamanın eğitim ve iletişim şartlarından söz ederek sizlerin daha hızlı bir şekilde doğru ve makul olana ulaştığınızı değerlendiriyor.
Gerçekten durum buysa o zaman fazla sözü uzatmadan açık, net, ama tabir yerindeyse hep görmezden gelinen sizle ilgili kocaman bir endişeden söz etmek istiyorum.
Gençler! Sizler için her nedense herkes endişeli! Sizin olmanız gereken yerde olmadığınız, gidilmesi gereken yolda gitmediğiniz gerçeği dilden dile dolaşıyor! Farkında mısınız?!
Süslü adlandırmalar ve ucube takmalarla bugününüz, yarınınız, hayatınız, servetiniz, eviniz, yurdunuz, vatanınız bütün bütün tehlikede, diye haykıranları duymuyor musunuz?!
Ömrünüzün en verimli devresini çalacak, iş işten geçince de tamamen sizi yüzüstü bırakacak bütün dünya şeytanlarının devrede olduğunu görmüyor musunuz?!
Birincisi dinsizlik, ikincisi ahlaksızlık, üçüncüsü ibadetsizlik kazanında sizi adeta haşlamak isteyenlerin iştahlarının farkına varmayacak mısınız?!
Kuyunuzu kazan, suyunuzu ısıtan, intihar belasına sürükleyen acımasız, ruhsuz vampirlerin hinliklerinin, tuzaklarının farkında olarak tuzaklarını başlarına geçirmenin direnciyle ayağa kalmayacak mısınız?! Gerçek bir başkaldırı ile karşı koyulmaktan başka bir seçeneğinizin olmadığını artık görmeyecek misiniz?!
Gamsızlık, bencillik, hippilik ve derbederce bir yaşamın içinde debelenmekten bir an önce kurtulmanın kaçınılmaz olduğunu öğrenmeyecek misiniz?!
İbadetten yoksun, binamaz bir yaşamın size de topluma da yaşattığı zilleti görmeyecek misiniz?! Merhum Muhammed İkbal’in dediği gibi, “Sana zor gelen o bir secde var ya, binlerce secdeden kurtarır seni.” Gençler! Ne zaman bunun farkına varacaksınız?!
Değerli kardeşlerim!
Kesinlikle, yaratan Allah’a secde ederek bütün kölelik zincirlerini kırmak suretiyle yoluna devam etmelisin! Rabbe secde durmayan başın büyük bir belada olduğunun inancında olmalısın! ‘Yol kesenler, Kur’an’ı okuyup öğrenince yol gösterenler oldular.’ (M.İkbal) Buna bütün benliğinle inanmalısın!
Şunu bilesiniz bugün sizin sabahtan akşama, gece-gündüz ‘yol gösteren’ olmak yerine bir oyun figürü, kedinin; hırçın bir sırtlanın; şekilden çıkmış, meymenetsiz bir yaratığın arkasında, etrafta olup bitenden kopuk, adeta ipi binlerce kilometre bizden öte, bizden uzakta, ötekilerin elinde uçuruma yuvarlanıyor olmanız, büyük bir onursuzluk, kölelik ve iradesizliktir!
Kıymetli gençler, “Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı İmân ile hayatlandırınız ve ferâizle(farzlarla) zînetlendiriniz(güzelleştiriniz) ve günahlardan çekinmekle muhâfaza ediniz!” (Bediuzzaman) Aksi takdirde; "Zarara rızâsıyla girene merhamet edilmez ve lâyık değildir."(Bediuzzaman)
Nefsin her arzuladığına vasıl olmanın özgürlük olduğuna kesinlikle inanmayın! Yok öyle bir dünya, yok öyle bir sınırsızlık! Öyle olsaydı, sınırlarını aşanlara adaletle hadleri bildirilmezdi.
Sanaldan çok gerçek olanla hemhal olun, çünkü neticede sanal olanla değil, gerçek olanla yüzleşeceksiniz!
Her nerede olursanız olun ‘ölüm’ gerçeğini akıldan çıkarmayınız! Öteki dünyayı, cenneti-cehennemi hesaptan hiç çıkarmayınız! ‘Kesinlikle sen de meyyitsin(ölüsün), onlar da meyyittir(ölüdür)’ kat’i ilahi fermanla yatıp kalkmalısın!
Şatafat ve gösterişin değil, vakar ve sadeliğin timsali olmalısın! Elde edilen birkaç geçici imkânla onur, hayâ ve haysiyetini süfli birkaç şehvet avcısı ahlaksızın insafına bırakmamalısın!
Ahlaksız eğlence ve etkinlik gürültüsüyle çalınan haysiyet, onur ve hayânızın farkında olun! Her an değerlerinizden, vaktinizden, ömrünüzden çalan profesyonel hırsızların tetikçisi/hamisi olmaktan kurtulun!
Unutmayın, ‘gelecek’ sizsiniz!