• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Peygamberimizin (sav) bir vasfı cemili olan Mustafa şu manalara gelir,

-Tasfiye etmek, elemek-seleksiyon

-Elekten geçirilerek öz kalmak

-Kederden kurtulmak

-Kederden kurtarmak

-Saf ve öz hale getirmek

-Bulanıklıktan kurtarmak

Mustafa ismi gramer olarak aynı anda hem fail hem de mefuldür. Hem özne hem de nesnedir.

Bulanıklık; su, hava ve ışık gibi saydam olan maddelerle ilgilidir. Keder, bulanıklık manasındadır ve saflığın-duruluğun zıddıdır.

Kur`an, en özel olmaları hasebiyle suyun ve ışığın(Tekvir:2) bulanıklığına dikkati çekmiştir. Su, hava ve ışık bulanık hale geldiğinde hayatın rengi ve tadı bozulur. Hayatta bereket ve lezzet kaybolur. Bu nedenle insanın üzerine çöken sıkıntıya “keder” denilir. Demek ki, suyu ve havası bozulduğunda insan, kederlenir, bulanır, bunalır.

Su, durgunlaştığında bulanır ve kirlenir. Çünkü durgunluk kedere sebep olur. Durgunluk, nasıl suyu kederli(bulanık) hale getiriyorsa sözgelimi ekonomik ve sosyal durgunluk da kedere(bunalım) sebep olur. Durgunluk, gemilerin hareketini doğrudan etkileyerek onların hedefe varmalarına mani olur.

Kendisi en saf ve berrak olan Mustafa, insanın bulanıklıktan, bunaltıdan dolayısıyla kederden kurtulmasını sağlar.

Mustafa, parlak kandil-Sirac-ı Münir olarak ışığın bulanıklaşmasına engel olur.

Mustafa aynı zamanda tasfiyeden gelir. Ve ilginç bir şekilde bu da eleme ve seleksiyon manasındadır.

Mustafa hem eleyen hem de elenendir. Mustafa bütün varlık içinde elekten geçirilerek seçilmiştir. Öte yandan Mustafa hak etmeyeni eler. Ona karşı kimse duramaz. Mustafa elekten geçirilmiş olarak her zaman üstündür. Kendisine karşı duranı tasfiye eder. Kendisini seveni safi kılar. Arındırır. Kederden ve bulanıklıktan kurtarır.

Mustafa, doğal ayıklanma manasına gelen seleksiyonla da bağlantılıdır.  Canlı sayısının dengesiz ve ölçüsüz bir şekilde artmasını engelleyen doğal eleme ve ayıklama yöntemine “Seleksiyon” denir. Örnek olarak aslan ve ceylanları verelim. Ceylanların güçsüz ve yavaşlarını aslanlar yiyecektir. Bu yüzden sadece hızlı ceylanlar yaşayabilir. Ama aslanlarda da durum aynıdır. Hızlı koşamayan aslan aç kalır ve ölür. Böylece sayısal denge sağlanmış olur.

Batı, İslam âleminin yavaş ve güçsüz kaldığını bu nedenle seleksiyona maruz kalacağını hesap etmişti. Onlara göre İslam âlemi, hızla koşan beşeriyet gelişen bilim ve teknoloji alanında çok geride kalmış bu nedenle elenmesi kaçınılmazdı. Onlara göre ışık-ışın v.s teknolojisinde İslam âlemi bulanık bir haldedir. Kederlidir bunun sonu da doğal olarak tasfiye olmaktır. Maçta hızlı koşmayan, güçlü olmayan kondisyonu iyi olmayan takım elenir, tasfiye olur. Dolayısıyla iyi futbol bile Batı`dadır. Dünya şampiyonlukları onlardadır. En iyi takımlar onlarındır. Başta Arap gençliği olmak üzere genelde İslam gençliği bile kendi takımlarından umudunu kesmiş Avrupa`nın takımlarını takip ediyor, onları örnek alıyordu. Futboldaki bu tasfiye edilmiş elenmiş duygular İslam âleminin elenme ve ayıklanma aşamasında olduğuna dair bir emaredir.

Evet, Batı meseleye böyle bakıyor. Fakat onların yanıldıkları ve unuttukları çok önemli nokta İslam peygamberinin Mustafa ismidir. Evet, bu isim kendi aleyhine tasfiyeyi kabul etmez. Elenmeye razı olmaz. İslam dünyasında takımlar iyi oynamasa da İslam gençliğinin elenmesine izin vermez. Seleksiyona mahal bırakmaz.

Şimdi Batının havası suyu ve ışığı kederlidir. Bulanıktır. Halleri bunalmıştır.

Şimdi Müslümanlar Mustafa`nın tasfiye etme gücüyle güç topluyor, form tutuyor. Her mücadeleye büyük bir moral motivasyonla çıkıyor. Buna rağmen birileri tutmuş Mustafa`nın doğum tarihiyle ortalığı kederlendiriyor, bulandırıyor.

Mustafa(sav) haddini bilmeyenleri her an tasfiye ediyor. Çakıl taşlarını eliyor. Onları kedere sevk ediyor. Sevdalılarını da safi kılıyor onlara eleme güç ve kabiliyetini veriyor. Onları Mustafa yapıyor…