Çilingir Sofrası
Sarhoş edici sahte ve haram içkinin içildiği sofraya çilingir sofrası denir. İçki masasında insanın iç yüzü ortaya çıkar, insanlar yüzlerindeki maskeyi atarak kendileri olurlar. Farkında olmadan kendi içlerini, gerçek kişiliklerini ortaya sererler. Sahte sarhoşluk, çilingir marifetiyle insanın sakladığı kişiliğinin kilidini açıp, gerçek yüzünü, gerçeklerinin sergilenmesini sağladığı, ağzının kilidini açtığı için içkinin içildiği sofraya çilingir sofrası denilmiştir.
Çilingir sofrası genelde içinde ikilem yaşayan, taşıdığı kötü sırlar altında ezilen kimselerin kendilerince bir rahatlama aracıdır. İslam, ağzına kilit vurmaz ki insanın çilingir marifetiyle kendi içini dökme ihtiyacı hissetsin. İslam fetheder. İnsana tercüman olur. Sözde ifade özgürlüğünü ağızlarından düşürmeyen modern ahalinin içkiyi bu denli savunmaları yaman bir çelişkidir. Neyi saklıyor neyi içinizde taşıyorsunuz ki ancak çilingir sofrasıyla kendinizi ifade edip rahatlıyorsunuz.
Evet, hakikatin sırlarını dile getirmek büyük bir lezzettir. Ama bu, kilidi kırıp kırmamak meselesi değil edep meselesidir. Fakat bazıları taşıdığı hin düşünceler, yüklendiği kirli sırlar altında ezilmektedir. Ağızlarına gem vurmuşlardır. Hem günahları hem de suçları çoktur. Bu da ağızlarından dökülür. Planlarını deşifre ederler.
Bugün dünya siyasetine yön vermeye çalışanların içlerinden ne geçtiği ariflerin malumudur. Fakat kötü hafızaları, hinlikleri, kirli planlar o kadar içlerinde ağırlık ve vicdan azabı oluşturuyor ki çilingir sofralarına ihtiyaç duyuyorlar. Bugün dünya siyasetine yön veren şer güçler, fitne üreten strateji merkezleri, ekonomik ve politik mahfiller artık birer çilingir sofrasıdır. İçlerinden ağızlarına geleni söylüyorlar. Kendilerini ifşa ediyor, deşifre ediyorlar. Yüklerinden kurtulmaya çalışıyorlar. Ama siyasetleri zayıftır. Sarhoşça hareket ediyorlar. Mesela İslam âleminde tekrar agresif olma zamanının geldiğinden bahsediyorlar. İnisiyatif kaybettiklerinden söz ediyorlar. Etnik ve mezhebi azınlıklarla iş yapmaları gerektiğini falan ağızlarından kaçırıyorlar.
Müslümanlar fetih ehlidir. Kilitleri çilingir marifetiyle taklit veya kopya anahtarlarla değil asıl miftahla açıyorlar. Çilingir, ya anahtar kaybolduğunda ya da ev sahibinden habersiz kilidi açar. Bunlar da bizim evimize, bizim âlemimize hep çilingir marifetiyle girmediler mi? Ya kapılarımızı kırarak ya da kilitlerimizi parçalayarak içimize dâhil oldular.
Dünyada çilingir sofralarında siyaset, fikir, strateji, üretmenin vakti geçmiştir. Şimdi hakikati anlama zamanıdır. Vicdanları rahatlatmak için sahte içki içip ağzına geleni söylemek çare değil.
Ölüm sarhoşluğu da insanın ağzındaki kilidi açar. Belki de bunların ki böyle bir sarhoşluktur, kim bilir?