• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Kur`an-ı Kerimde bir sure ismi olan “Mutaffifin” “başkalarını basit ve hor gören kimseler” manasındadır. Bu nedenle Allah(cc) “Mutaffifine veyl olsun” buyurur.

Mutaffifler insanlardan tartıyla aldıklarında tam alırlar. Ancak kendileri insanları veya onlardan aldıklarını tartıp ölçtüklerinde onları eksilterek azaltarak, küçük ve hor görerek insanları ölçüp tartarlar.

Mutaffifin denildiğinde genelde insanların aklına ekonomik ve ticari manada ölçme tartma işlemi gelir. Elbette bu doğrudur. Ancak bunun yanında siyasi ve sosyal olarak da Mutaffifin olanlar var.. Bunlar sadece sömürmekle kalmaz aynı zamanda standart belirlemeye kalkışırlar. Bunların sözde Ekonomik standardı belirleyen kuruluşları, kalkınmayı tayin eden standartları ve güya insan haklarını belirleyen kriterleri vardır.  Ama bunların bütün yaptığı aslında kendi maddi ölçülerine göre insanları ölçüp tartmaktan başka bir şey değildir. Bilmezler ki insanın kıymeti sadece maddi olarak takdir edilemez, onun bir de mana tarafı var ki o her türlü ölçü ve tartının üstündedir.

Tartı ağırlıkla, ölçü hacimle ilgilidir. Maddi göz insanın ağırlığını da hacmini de çok basit görür. Öyle ya maddi olarak insanın kâinatta kapladığı hacmin ve ağırlığın kıymeti nedir ki.

Bugün, dünyaya Mutaffifin zihniyetine sahip kimseler yön vermeye çalışıyor. Kendi güçlerini abartıyorlar. Kendilerini üstün görüyorlar. Ekonomik, siyasi, hukuki, ahlâki derecelendirmeyi kendileri yapıyor. Ancak Mutaffifin zihniyeti en sonunda kendilerine döner. Zira Mutafiffin, aynı zamanda kendini de basit görmek demektir. Öyle olur ki bu kimseler ne yapsalar ne etseler kendilerinde bir ağırlık görmez hale gelirler. Kendilerine olan özgüvenlerini yitirir, kanatlarını indirirler. İrtifa kaybederler. Başkalarına derece vermeye kalkarken kendilerini en alt derekelerde buluverirler.

Bugün dünyada Mutaffifin etkindir. Kendi standartlarına göre ölçüp tartıyorlar. Hacim ve kütle mefhumlarını kendi standartlarına göre belirliyorlar. Ama iş bildikleri gibi değildir. Nazarda çok hafif görünen bir şey, pahada çok ağır olabilir. Bu nedenle sırf mali, askeri ve siyasi duruma göre tartıp ölçenler yanılabilir. Düzen vermeye çalışırlarken kendileri ağırlıklarını kaybedebilir.

Mutaffifin lafzında ağırlıklı olarak “fi” sesi vardır. O da ifayı emreder. İfa, hakkı teslim etmektir. Ama onlar bunu “fi fi-içimde içimde” diye anlarlar. Fakat bu nefsi ağırlıkları sonunda onları alabora eder.

Mutaffifin sadece fazla alma derdinde değil aynı zamanda standart belirleme uğraşındadır. Dikkat edilirse bugün egemen güçler sadece dünyayı sömürmekle kalmıyor aynı zamanda her tülü standardı belirleme iddiasında bulunuyorlar.  Ekonomik, sosyal, siyasal karneyi kendileri veriyor. Ama bu böyle devam edemez. Faizi yükseltmesen doları yükseltiyorlar. Hukuktan ekonomiye her alanda sana karne veriyorlar. Sen her zaman acemi, onlar her zaman ustadır. Sen her zaman amele onlar her zaman patrondur. Fakat bu, böyle devam etmez. Zira Mutaffifin en sonunda kendi kendini hafifletir. Bir süre sonra herkesin gözünde hafiflemeye ve küçülmeye başlarlar. Ne kadar çaba sarf etseler de bunun emarelerini gizleyemiyorlar.