Kur`an`a göre başbakanlık sistemi
Eskiden başbakana ”vezir-i azam” denilirdi. Kur`an-ı Kerim`de vezirlik-başbakanlık sistemi var mıdır? Evet vardır. Hz. Harun da Hz. Musa`nın veziriydi (Taha:29).
Vezirlik-başbakanlık sistemi, avantaj ve dezavantajlarıyla zor bir sistemdir. Çünkü haddi zatında vezir lafzı, içinde zıt manaları ihtiva eden bir kavramdır,
Vezir, yük yükleyendir.
Vezir, günah ve vebaldir.
Vezir, dağ ve güçtür.
Vezir, silah ve zaferdir
Vezir, perdedir
Şimdi bu şekilde vezir-başbakan, hangi rolde olursa Reisi, Cumhurbaşkanını memnun edebilecektir?
Vezir, dağ gibi yük yükleyen bir adam olduğunda toplumun ve devletin nazarında dağ o olur. Bu durumda reisi köşesine mahkûm eder. Onu perdeler.
Vezir, zayıf olursa yük yükleyemez. Yüklemediği zaman da başarısızlığın faturası ona kesilir.
Bu durumda vezir, güçlü de olsa zayıf da olsa kendisi açısından sorundur. Yani ne güç ona yarar ne de zayıflık.
Vezir, karizmatik olursa reisi perdeler. Silik olursa reis hep ortalıkta olur bu da reisi yorar ve yıpratır.
Kur`an-ı Kerimde Vezirlik sistemi Hz. Musa ile Hz. Harun arasında vardır. Hz. Harun, Hz. Musa`nın veziridir. Bunlar arasında da bazen sorun yaşanmıştır. Örneğin Hz. Musa veziri Hz. Harun`un sakalını çekmiştir. Harun: “Ey anamın oğlu! Sakalımı ve saçımı tutup çekme.” Dedi (Taha:94) demek ki bazen vezirin başı çekilir. Hatta alınır.
Bu sistem sorunlu mudur? Sorunluysa nasıl Kur`an-ı Kerimde yer alır? Bunun alternatifi nedir? Evet, işte burada ince bir sır vardır. Bu da “Harun” isminde saklıdır. Lafız olarak “Harun” aslanın minyatürü olan kedi manasındadır. Demek ki vezir “aslan kedi” olacak. Ancak bu şekilde idarede uyum olur. Aslan kedi, aslanın minyatürüdür. Onun bütün kabiliyetlerine sahiptir ama kesinlikle aslanlık iddiasında bulunmaz. Aslan kedi, büyük bir ruhi, manevi ve irfanî makamdır. Eğer vezir böyle olursa sistem işler. “Aslan kedi” aslandandır ama aslanı gölgelemez. Aslanı gölgede bırakmaz. Aslan her zaman “aslan kediyi” gölgede bırakır.
Vezirlik-başbakanlık sistemi, işlemesi çok zor bir sistemdir. Avantajları ve dezavantajları vardır. Avantajları; aslanı topluma minyatür olarak yansıtır. Reisin ve devletin heybetinin ve otoritesinin topluma doğrudan ve sert bir şekilde yansıtılmasını önler. Örneğin Hz. Harun Hz. Musa`nın heybetinin topluma yansımasını önlemiştir. Bu da daha yumuşak, daha esnek bir yönetim tarzını ifade eder. Disiplini zayıf ama özgürlüğü ve üreticiliği güçlü bir toplum yapısı meydana getirir. Yönetimin heybetini ve ağırlığını kırarak toplumun kendini daha özgür ve daha değerli görmesini sağlar. Ama bunun da disiplin ve heybet sorunu vardır. Vezirlik sisteminde toplum bilinçli ve sorumluluk sahibi olmadığı zaman iş çığırından çıkar. Öyle ki toplum içinde buzağıya bile tapanlar olur.
Vezirliğin-başbakanlığın olmadığı yönetim sisteminde reis aynı zamanda vezirdir. Bu da “herkes kendi veziridir”(En`am:164) ayetinin sırrıdır. Bu sistemde reis sorumluluk yükler. Yetki ve sorumluluk aynı kişide olduğu için başkan icraattan doğrudan sorumludur.
Kısaca vezirlik-başbakanlık sisteminin de Başkanlık sisteminin de avantajları ve dezavantajları vardır. Her sistemin işleyiş mekânizması farklıdır ve bu farklılığın olumlu olumsuz yansımaları vardır. O halde burada iş sistemle birlikte şahısların idare kabiliyetleri, benlikleri ve tavırlarıyla alakalıdır. Başbakanlık sistemi de başkanlık sistemi de İslam`da makbuldür ve uygulanabilirliğe sahiptir. Ancak her birisinin olumlu ve olumsuz yansımaları daha çok bu makamı deruhte edenlerin kabiliyet ve ehliyetleriyle alakalıdır.