• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Süleyman`ın mülkünün eşi benzeri yoktur(Sad:35). Bu hem kudret hem de hikmet anlamında böyledir. “Süleyman`ın mülkü” tabiri hala insanlar arasında darb-ı meseldir. Buna rağmen bu mülk vakti geldi, sona erdi. Ama ilginç olan bu mülkün sona erme öyküsüdür. Bu, çok acayip bir meseledir.

Hz. Süleyman`ın mülkünü bir tahta kurdu-dabbe sona erdirdi. Evet, yanlış duymadınız. Bu muhteşem mülk bir tahta kurdu tarafından yıkıldı. “…Bir tahta kurdu-dabbe asasını yiyordu. Bu sebeple Süleyman yere yıkıldı…”(Sebe:14). Görüldüğü üzere bu, Kur`an-ı Kerim`in haberidir.

Burada anahtar kelimeler “asa-minse`e”, “ağaç kurdu-dabbe” ve “cinlerdir.”

Asa, mülkün sembolüdür. Çünkü Hz. Süleyman ona dayanıyordu. Asa, hükümdarın emrindeki zevattır. Mülkün ana sütunudur. Dışarıdan bu herkese sağlam ve düzgün görünür. Herkes o asayı yıkılmaz zanneder. Ama aslında o asanın kurdu ve dabbesi kendi içindedir.

Genel olarak “dabbe” lafzı da şu manalara gelmektedir;

 -yavaşça yürümek, sirayet etmek

-kaplumbağa ve karınca yürüyüşü

-bedende yayılan hastalık

-elbisenin yavaşça eskimesi ve yıpranması

-fitne ve dedikodunun yeryüzünde yayılması

-yeryüzünün insanlarla dolup taşması

-yeryüzünde depreşmenin ve hareketlenmenin artması

-ayı ve bunu anımsatan kaba yaşam tarzı

-debdebenin(gösteriş) artması ve insanların buna şiddetli bir meyil göstermesi

İşte bunlar mülkün dayandığı asayı içten kemirir. Bunların her biri tahta kurduna dönüşür. Herkes tehlikeyi dışarıdan beklerken aslında her şey içten içe çöküyor.

Ayette asa, “minse`e” lafzıyla geçiyor. Bu ihmal ve erteleme manasındadır. Zira bu, “nisyandan” gelir. Demek ki asanın içindeki dabbeyi unutan, ihmal eden, bu konuda nisyan olan kimse eninde sonunda yere yıkılır.

İnsanların meftun olduğu debdebe(gösteriş) aslında dabbeye(kurtçuk) dönüşerek mülkün asasını içten içe kemirir. Hz. Süleyman`ın mülkü böyle yıkılmışsa diğer yöneticilerin hiç kurtuluşu yoktur.

Cin, bizim bildiğimiz görünmez yaratıklar oldukları gibi istihbarat örgütleri, siyasi ve askeri uzmanlar v.s kimselere de taalluk eder. Çünkü bunlar da cinlik yaparak vaziyeti ve geleceği okumaya çalışır. Bunlar seküler bir anlayışla bazı verilere dayanarak geleceğe dair bazı tahminlerde bulunabilirlar ama yanılırlar. “Bu sebeple Süleyman yere yıkılınca ortaya çıktı ki, cinler eğer gaybı bilselerdi o zilletli azap içinde bekleyip durmazlardı.” (Sad:35) Ayeti bunu buyuruyor. Demek ki vaziyeti okumak, geleceğe dair sağlam öngörülerde bulunmak için hinlik ve cinlik yetmiyor. Maddi bakış açısı yetmiyor. Zahiri veriler kâfi gelmiyor. Bir de bunun ötesinde bir nazara sahip olmak gerekir. Cinlerin bile göremediğini görmek gerekir. Cinler asaya odaklanıyor. Dışarıdan asa sağlam ve düzgün görününce mülkü daim zannediyorlar. Fakat yeryüzünde dolaşan dabbeyi görmek gerekir. Debdebeyi, hareketlenmeyi, eskimiş hatta çürümeye yüz tutmuş olan elbiseyi, ayı misali kaba yaşam tarzını görmek gerekir. Bu da mülkün asasını içten içe kemiriyor. Mesele bunu önceden görüp kendi sağlam ve canlı asasını hazırlamaktır.

Bugün Avrupa`nın, Batının asasının içindeki dabbeyi(kurtçuğu) görmek gerekir. Bunu cinler, cin gibi zeki ve dahî kimseler göremez. Ama marifet ve hikmet ehli görür. Cinlerin görüşlerine(istihbarat birimlerine) değil ilim ve hikmet ehline itimat etmek gerekir. Çünkü cinler her gelişmeye hazırlıksız yakalanırlar. Sonra da başlarlar bunun üzerine yorum ve tahlil yapmaya, kafa şişirmeye... Biz açık ve kesin olarak söylüyoruz bu debdebe, dabbeye dönüşmüştür. Bu dabbe asanın içindeki kurt olmuştur. En basitinden en üst seviyelere kadar batıl ve dünyevi yöneticilerin içine debdebenin kurdu düşmüştür. Bu da asayı yiyip bitirmiştir. Asanın “çat!!” diye ortadan yarılıp kırılması an meselesidir.

Herkes Panama`dan sızdırılan belgelere odaklanıp “yok efendim bunlar siyaseti dizayn etmek amacıyla sızdırılmış falan filan…” geçin bunları efendiler geçin. Bizde bunların milyon katı var. Kimin içine kurt düştüğünü, dabbenin ve debdebenin kimin asasını kemirdiğini biliyoruz. Siz sızdırılan belgelerle uğraşadurun. Yakında daha büyük şeyler görünce şok olacaksınız. Sızdırılan belgelere odaklanacağınıza insanlığından sızmış olanların akıbetini görmeye çalışın. Çalışın ve asanızı hazırlayın. Acaba sizin asanız canlı ve sağlam mı? Emin ellerde mi? Firavunun büyülü ve çürük asalarını yutacak durumda mı ona bakın siz.  Adamlar bir şeyler sızdırıp birilerinin asasını kırıyor ama asasında kurt olmayan kimse bulamıyorlar. Sağlam ve canlı asa bulamıyorlar. Zira bu asa ancak Müslümanların elindedir. Fakat Müslümanların da “bu elindeki nedir ey Musa?” diye soran Rabbe “bu asamdır ey rabbim” diyerek bunun farkına olmaları gerekir.