• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Ekonomi sözcüğünün bizdeki karşılığı iktisattır. İktisat da maksattan gelir. Buna göre iktisat hayırlı bir maksat uğruna dengeli, tutarlı ve yeterli bir şekilde hareket etmektir.

İslam hikmetinde “iktisadî olmak” maksadın hayırlı olmasına bağlıdır. Eğer maksat güzelse, hayırlıysa yapılan her türlü harcama iktisadîdir, hayırlıdır; israf değildir. Aksi takdirde maksat kötüyse, kasıt şer ise, yapılan harcama ne kadar küçük olursa olsun israftır, binaenaleyh iktisadî değildir.

Her davanın bir maksadı olduğuna göre iktisadı-ekonomisi de vardır. iktisadı olduğuna göre davanın kârlı ve ekonomik olup olmama durumu ortaya çıkar. Gerçekten bazı davalar ekonomik olarak kârlı, bazıları da hiç kârlı değildir. Bu nedenle İslam kendi davasını ekonomik kavramlarla tanımlamıştır.  Biat(Fetih:10), Ticaret, Kâr(Bakara:16), Alışveriş(Tevbe:111), iktisad(Fatır:32)… vs Kur`an-ı Kerim`de yer alıyor.

Biat, sonuca ve belli amaca bağlı olarak belli şartlar ve faydalar karşılığında Müslümanlarla liderleri arasında yapılan antlaşmadır. Fakat “biat” asıl olarak alış veriş manasındadır. Demek ki biat eden kimse itaatini verirken bunun karşılığında çok değerli şeyler alır. Eğer biat edenin aldığı şey verdiğinden daha ucuzsa bu biat ekonomik ve kârlı değildir. Zira bunun kârlı olabilmesi için alınanın verilenden daha değerli olması şarttır. Pazarda, çarşıda alınan şey, verilen paraya değmiyorsa bu kârlı ve ekonomik bir alışveriş değildir. Bu nedenle Allah (cc) “yaptığınız alışverişe sevinin” (Tevbe:111),  buyurur. Çünkü aldığınız şey verdiğinizden çok daha değerlidir.

“Onlar ki zayi olmayan bir ticaret isterler”, “onların ticareti kâr etmemiştir”(Bakara:16), buyrulur. Bütün bunlar bir davanın ekonomik verilerinin olduğunu ve o davanın kârlı olup olmadığının bu veri ve parametrelerle ölçüldüğünü ortaya koyuyor. Bu veriler ışığında bir davanın ekonomik ve iktisadi durumu gözler önüne serilir. İslam, “Dava ekonomisine” çok istisnai bir yer vermiştir. Çünkü insanlar kârlı olmayan işlere yatırım yapmazlar. Bu nedenle İslam, her dönemeci iktisadi verilerle değerlendirir. “Yaptığınız alışverişe sevinin” çünkü siz kârlı bir alışveriş yaptınız, bu değiş tokuştan kazançlı çıktınız. Neden? Çünkü aldığınız verdiklerinizden daha değerlidir. Malınızı ve canınızı verdiniz ama bunun karşılığında Allah`ın rızasını ve cenneti aldınız “Allah mü`minlerden cennet karşılığında mallarını ve canlarını satın almıştır” ayeti bunu ifade buyuruyor.

Bir dava çok ekonomik olmalı her anlamda, hem dünya hem de ahiret standardında kârlı olmalıdır. Aksi takdirde böyle bir dava pahalılığa, zarara ve iflasa sebep olur.

İslam davası ekonomik değeri en yüksek olan davadır. Bu nedenle tarih boyunca mallarını ve canlarını ortaya koyarak İslam davasına yatırım yapanlar olmuş ve olmaya da devam edecektir. Uğrunda bedel ödenmeye hazır insan sayısı açısından hiçbir dava İslam`a yaklaşamaz.

Suriye`de batılılar, kendi isteklerine uygun olarak eğitecekleri, iş tutacakları kimse bulamıyor. Neden? Çünkü artık kimse Avrupa ve Amerika tahvillerini, senetlerini satın almıyor. Onların tahvil etme, dönüştürme önerilerini ekonomik bulmuyor. Kârlı görmüyor. Senetleri güvenli değil. Şimdi Rusya`sı da Amerika`sı da bunun sıkıntısını çekiyor. Nitekim Rusya her şeyi bırakıp Suriye`den çekildi. 

Kürt halkı bölgede kendi ideolojilerine yatırım yapmalarını isteyen kimselerle alışveriş yapmıyor. Onlara biat etmiyor. Çünkü alışverişi kârlı bulmuyor. Bütün varlığını yatıracak kadar bu davayı değerli görmüyor. Kürt halkından malları ve canları isteniyor. Peki, bunun karşılığında ne veriliyor? Ne va`dediliyor? Özerklik, Öz yönetim vs. davalar ekonomik değildir. Biat etmeye değer bulunmamıştır. Bu nedenle bunlara malını ve canlarını yatıranlar azdır. Çünkü bu davaların maksadı iktisadi değildir. Ekonomik değildir. Halk bu tahvil ve senetleri satın almıyor. Ama bu ümmet iş Allah rızası, Peygamber sevgisi, İslam fıkhı olunca biat ediyor. Yatırım yapıyor. Bu senet ve tahvilleri satın alıyor. Çünkü insanlar İslam davasının maksadını hayırlı ve kârlı görüyor. Bu nedenle tarih boyunca insanlar bu davaya yatırım yapmış, bundan sonra da yapmaya devam edecektir. Kim ne derse desin ekonomisi en güçlü olan dava İslam davasıdır. Çünkü en fazla yatırımcı çeken, en cazip pazar İslam pazarıdır. Dünyada müsrifleri, azgınları aciz bırakan da budur. Serbest piyasa kurallarını ihlal ederek yaptıkları tüm olumsuz reklamlara rağmen İslam pazarı, İslam davası en güçlü ve en emin pazardır. En güçlü davadır. Böyle olunca ona yatırım yapan çok oluyor. Gerisi de nal topluyor. 

Bugün artık Batı ekseni sadece siyasi olarak değil ekonomik olarak da iflasın eşiğine gelmiş bulunuyor. Çünkü davaları sadece felsefi ve siyasi olarak değil; ekonomik olarak da değerini yitirmiştir.