• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Bir zamanlar Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti.

Melekler: “Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın?” dediler.

Rabbin: “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.” dedi. (Bakara 30)

Bu ayetlerde Hak Teâlâ insan için “Halife” ismini layık görmüştür. Şüphesiz insan yeryüzünün halifesi olarak yaratılmıştır.

Herkes, “Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın?” diyen meleklerin bunu nerden bildiğini merak ediyor. Bu konuda birçok görüş beyan ediliyor. Fakat bize görünen, söylenenlerden farklıdır. Aslında melekler bunu, manası ve muhtevasıyla “Halife” lafzından anladılar. Zira halife lafzı, haddi zatında bütün bu anlamları bünyesinde taşıyor. Çünkü “Halife” lafzı muhalefetten gelir, ihtilaftan gelir. Muhtelif haller ifade eder. Bu da doğal olarak beraberinde mücadeleyi, çekişmeyi, savaşmayı getirir. Nitekim bu durum ilk insan Hz. Âdemin oğullarından başlayarak günümüze kadar devam ediyor ve devam edecektir.

Melekler yaratılanın yeryüzü halifesi olduğunu duyunca bunun sonucunun ihtilaf, muhalefet ve çekişme olduğunu gayet iyi bildiler. Bu nedenle halife olarak yaratılmış olan insanın bu halinin değişmesini kimse beklememelidir (Hud:118-119).

Müslümanlar arasında dahi ilk ihtilaf halifelikten, halifeliğin kimin hakkı olduğundan ortaya çıkmıştır. Saklamanın manası yok Sahabe-i kiram da şaşırtıcı bir biçimde bu konuda ihtilaf etmiştir. Çünkü haddi zatında halifelik ihtilaftır, muhalefettir.

Mesela halife ile imam aynı olarak bilinir fakat burada tam zıt bir mana var. İki kişiden biri imam yani önde ise diğeri ona haleftir, halifedir.  Örneğin ümmet Hz. Ali`ye “İmam Ali” demiş ama bazıları ısrarla halifeliğin elinden alındığını söyleyerek onun haksızlığa maruz kaldığını iddia ediyor. Tarihe baktığımızda Hz. Ali, ilim ve hikmetiyle, asalet ve cesaretiyle, erdemliliğiyle imam olduğundan daima müstesna bir konuma sahip olmuştur. Fakat halife olarak Hz. Ali hep bir hilaf, bir çekişme, bir muhalefet içinde buluvermiş kendini. Demek ki Hz. Ali ümmet tarafından, ashap tarafından mağdur edilmemiştir. Aksine ona karşı bir hilafın, bir muhalefetin olmaması için onu bu işten uzak tutmuşlardır. Fakat sonunda Hz. Ali halife olunca en samimi dostlarıyla hilafa düşmüştür.  Demek ki Hz. Ali`yi bu vazife üzerinden değerlendirerek onun mağdur olduğunu iddia edenler aslında onun asıl olarak halife olduğunda mağduriyete maruz kaldığını göremiyorlar.

Hemen şu sorunun akla geldiğini biliyorum “Peki bu ihtilafın bir çözüm yolu yok mu?” elbette vardır. Yine bunun cevabı aynı şekilde ve şaşırtıcı biçimde halife lafzında saklıdır. Fakat bunu görmek ve anlamak kolay değildir.

Allah (cc) insanı halife yaratmıştır. Herkesin hafızasında halife lafzı müzekker yani eril olarak yer alıyor ama hakikat böyle değildir. Evet, yanlış duymadınız halife lafzı dişil bir lafızdır. Çoğu zevat bunu örtbas etmiş olsa da Arapça dil kurallarına göre Halife lafzı kadınsı bir lafızdır. Bu da halifelikte dişil bir boyutun olması gerektiği mesajını veriyor. Zira ancak bu şekilde halifeliğin bünyesinde ihtiva ettiği ihtilaf ve muhalefet potansiyeli kontrol altında tutulabilir. Yani halifelik salt erkeklerin işi değildir. Böyle olduğunda çekişme, savaş alır başını gider. Bunda müennesliğin dişiliğin var olması gerekir ki bu boyut dengelensin. Çünkü Hak Teâlâ kadınlar için “onlar kavgadan ve husumetten çekinir”(Zuhruf:18) buyurur. İşte halifelikte böyle bir sır vardır. İnsan kendini halife görüyor ama bu lafızda rahmeti, selameti,  ülfeti ve sükûneti ifade eden dişilik boyutunu unutuyor. Erkek toplumu bunu zihninden ve hafızasından öyle bir silmiş ki halife lafzının müennes olduğunu lügat kitaplarından bile silip atmıştır. Böyle olduğu için halifeliğin çekişme, mücadele, acımasızlık ve ihtilaf boyutu kalmıştır. O halde çare Kur`an`da geçtiği şekli ile halife(t) olmaktır. Bu lafzın sonunda bulunan ve kadınlığı, ümm ve ümmeti ifade eden o yuvarlak (ة-t) harfini yeniden fark etmektir. 

 O yuvarlak  (ة-t) öyle bir sırra sahiptir ki derlemeyi, toplamayı, uzlaştırmayı ifade eder. Bugün insan yeryüzünün halife(t)i değil, halifesidir. Bu da insandan düzeni, dengeyi, sükûneti, aşkı alıp götürmüştür.

Yuvarlak  (ة-t) kadınlığın sırrıdır. Aynı te ümme(ة-t) lafzında da mevcuttur. Arapçada bir kelimeden bu yuvarlak  (ة-t) harfini aldığınızda lafız erkekleşir. İpini koparır. Özgürleşir. Agresif hale gelir. Çünkü bu yuvarlak ve kapalı (ة-t), erkeği aşkın dairesinde tutar. Onu huzura ve sükûna erdirir. Tabi bunun için hani kadın da kadın olmalıdır. O da halifeliğin bu boyutunu, dişiliğin bu büyüsünü anlamalıdır.

Sadece erkeklerin kendilerini halife gördüğü bir dünyada kimse kusura bakmasın ama Müslümanlar arasındaki ihtilaflar bitmez. Muhalefet bitmez. Çünkü erkekçilik sorunları çözmez, çözüm merhamettedir. O halde şimdi halife(t) olma zamanıdır.