• DOLAR 34.602
  • EURO 36.679
  • ALTIN 2904.401
  • ...

İslâm`da ısrar, olumlu bir davranış olarak kabul görmez. Israr, Kur`an-ı Kerim`de kınanmış bir davranış ve tutumdur(Casiye:8). Zira ısrar, olumsuz bir şey üzerinde inat etmektir. Bunun yerine ve olumlu manada “sebat” tabiri kullanılır. Hadiste de “Hac için niyet etmemekte ısrarcı olmak yoktur ” (Ebi Davud) buyrulur.

Hadiste özellikle hac için niyet etmemekte ısrarcı olmak kınanmıştır. Neden özellikle hac ve neden özellikle niyet etmemekte ısrar reddedilmiştir?

Olumsuz ve inatçı bir şekilde bir konu üzerinde diretmeye ısrar denildiği gibi soğuğa ve donukluğa da “ısrar” adı verilir(Âli İmran: 117). Israr, hararetin zıddıdır. Buna göre hac, hedef ve maksattır. Niyetsizlikte ısrar ise soğukluktur. Bu şekilde hadis, bir amaç ve maksat sahibi olmamayı, bu konuda soğuk bir niyet sahibi olmayı ya da niyet soğukluğuna düşmeyi reddetmektedir.

Biz namaza başlarken dahi “namaz kılmaya karar verdik” demiyor, “namaza niyet ettik” diyoruz. Oysa niyet ettiğimiz anda namazı eda ve icra etmeye başlamış bulunuyoruz. Demek ki ibadetler niyetle var olur. Çünkü amel, niyete göbek bağıyla bağlıdır. İhlasla, samimiyetle edilen güzel bir niyet mutlaka ameli kendisine çeker.

Hac, İslâm`ın beş şartından birisidir. Fakat bu farizayı eda etmek, imkânların var olmasına bağlıdır. Bu nedenle imkân olmadan hac vecibesi kişi üzerinde farz olmaz. Fakat yine de hadis, “kişinin hacca gitmeye niyet etmesinin” farz olduğunu hükme bağlıyor. Buna göre imkân ve şartlara bağlı olmaksızın hac vecibesini yerine getirmeyen her Müslümanın hacca niyet etmesi gerekir. Aksi takdirde imkânı olmasa bile bu farizayı yerine getirmemiş olduğundan sorumlu tutulacaktır. Çünkü niyet etmenin önünde bir engel olmamalıdır. Bunun mazereti yoktur. Müslümanın hacca hararetle ve içten bir duyguyla niyet etmesi gerekir. Aksi takdirde hayattaki hiçbir şeyde muradına eremez. Burada özelde hac, genelde her maksat ve hedef için sıcak niyetin olması gerekir. Bu maksadın, hüccetinin hac gibi tam olması gerekir. Nasıl ki hacca giden herkese hacı deniliyorsa aynı şekilde maksadı ve amacı için niyette bulunan herkes bu zamanda hacıdır.

 “Niyet” ve tohum manasındaki “Neva” aynı köktendir. Niyet etmek, adeta toprağa tohum (neva) atmaktır. Nasıl ki tohum, olanca sertliğine rağmen zamanla gün yüzüne çıkıp yeşeriyorsa aynı şekilde mümin, niyetini iman ve azimle içine doğurursa yani toprağına atarsa o niyet muhakkak ortaya bir ürün çıkarır. Niyet, maddi olarak atom çekirdeğine benzer. Atom çekirdeğinin hareketinden nükleer enerji ortaya çıkar. Bunun gibi niyet etmek ortaya bir enerji çıkarır.

Ameller niyeti vücuda getirir. Bu nedenle Peygamber (sav): “Müminin niyeti amelinden daha etkili, daha hızlıdır” buyurmuştur. Yani halis niyet, amelin kendisinden önce sonuç vermeye başlar. “Ameller niyetlerledir” hadisinin bir tercümesi de “Ameller niyetlerle var olur” şeklinde olmalıdır ve bu, latif bir şekilde niyetin kurucu özelliğine, sonuca dair etkisine dikkati çekmektedir. Buna göre ameller sadece niyetle geçerli hale gelmez aynı zamanda niyetle var olurlar. Yani ameller aslında niyet edildiği anda var olurlar. Bu nedenle hacca niyet etmemek, hacca gitmemektir.

Niyet, teorik bir eylem değildir. Amelin tohumu ve çekirdeğidir. Bize çok kolay ve basit gelmesi, niyet konusunda basit düşünmemize sebep olmamalıdır. İşte kim niyette cimrilik yaparsa haccedemez. Yani maksadına ve muradına eremez. Hüccet ve vizyon sahibi olamaz. Bu nedenle ihlasla ve hararetle niyet etmek gerekir.

Hacca gidenler biiznillah hacı olur. Hücceti tam ve tamam bir maksat için sıcak bir niyette bulunan herkes dahi o amaç ve maksadının hacısı olur. Biri niyeti ürün verdiği, diğeri ise tohumunu ekmiş olduğu için hacıdır. Müslümanların birbirlerine karşı her sıcak niyetleri, samimi duyguları onlara bir hüccettir, dolayısıyla bir tür hacdır. Bu nedenle herkes kurban bayramını kutluyor. Çünkü herkes maksadına daha yakındır. Daha kurbandır. Çünkü herkes sıcak niyetiyle hacı olmuştur. Kurbanıyla mukarrep-yakın olmuştur.

Herksin haccı ve kurbanı mübarek olsun.