• DOLAR 34.518
  • EURO 36.421
  • ALTIN 2874.105
  • ...

Kur`an-ı kerimde bayram “iyd” ismiyle geçmektedir. İyd ise avdetten gelir. İadeden gelir. Buna göre bayram-iyd; bir seferde bitmeyen, sürekli ve yeniden doğan sevinci ve kutlamayı ifade eder. Bayram sevindirici bir olayın yıl dönümü değil o olayın adeta yeniden yaşanmasıdır. İade olmasıdır.

Bayram-iyd, Hak Teâlâ`nın “El-Mübdi ve El-Muid” isimlerinin tecellisidir. El-Muîd, iade eden demektir.  “Yoktan o yaratır ve tekrar iade eder”(Buruç:13) Ayet, Hak Teâlâ`nın iade etmesini haber veriyor. Allah (cc), bir şeyi aynı şekilde iade etmez. Çünkü Onun yaratmasında tekrar yoktur. Onun mülkünde her şey yenidir. Buna mukabil el-Mübdi`, mahlûkatı, maddesiz, örneksiz olarak ilk baştan yaratan, kâinatı yoktan var eden demektir. “Yarattığı her şeyi güzel yaratan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayan-iptida eden O`dur.” (Secde:7)

Oruç ve bayram insanın varoluş kıssasını özetliyor. İnsan oruçla ruhani oluyor. Bedene gelmeden önceki ruhani vaziyetini temsil ediyor oruç. Çünkü oruçta bedeni görev ve ameller askıya alınıyor. Bu da insanın adeta tamamen ruhtan ibaret kalmasını ifade ediyor. İşte bu ruhun tekrar bedene girerek mutat görevleri ifa etmeye başlaması bayramdır, iadedir.

Allah (cc) oruç ve bayram ile bize “bidayet-başlangıç ve iade-sonuç” mekanizmasını bahşediyor.

Oruç başlangıçtır. İnsanın ruhani olarak bedenden soyutlanma halidir. İnsanın melek yönüdür. Daha bedene girmeden önceki halidir. Oruçlu insanın ruhu iftar ve bayram ile tekrar bedene rücû eder. Bu da onun fıtratı ve beşeri yönüdür. Onun yeniden yaratılmasıdır. İşte bu şekilde oruç ve bayram, insanın yeniden yaratılmasını ve kemalini ifade eder.

“Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın.” (Hicr:29) buyrulur. Bu ayet oruç ile bayramı birlikte cemetmiş oluyor. İnsanın ruhu bedenine girdiğinde onun ruhaniyeti ile bedeni, orucu ile iftarı-fıtratı buluşmuş oluyor. Bu da onun için en mükemmel makamdır. Bu nedenle Allah (cc) bugünü bize bayram-iyd yapmıştır.

Bayram-iyd bir şeyin tekrarı veya yıl dönümü değildir. Bu, bizatihi o olayın yeni bir şekilde meydana gelmesidir. Bu nedenle Allah (cc) bizden önce de herkese orucu farz kılmıştır. Çünkü orucun farz olmadığı bir toplum eksiktir. Sadece orucun olduğu toplum melek, sadece bayramın olduğu toplum ise hayvandır. Çünkü melekler ruhanidir, onlar her zaman oruçludur. Melekler yemez, içmez ve ilişkiye girmezler. Bu nedenle fıkhımızda her zaman oruçlu olmaya cevaz verilmemiştir. Çünkü böyle bir durum insanı beşeri yaratılış fıtratından koparır. Aynı şekilde sadece bedeni iş ve fonksiyonlarla hayatını idame ettiren, ramazanda oruç tutmayan kimse de Allah`ın “El-muid-iade eden” isminden mahrumdur. Dolayısıyla bayramı-iyd yoktur.

Oruç ve bayram Allah`ın “El-mubdi ve El-Muid” isimlerinin tecellisidir. Ramazanla her şey yeniden başlar, yeniden iptida eder. İftar ve bayram ile de yeniden iade olur. Bu nedenle bizim için bayram bir yıl dönümü değildir. “Nerde o eski bayramlar” diyenlere de çok takılmamak gerekir. Çünkü bizde bayramlar tekrar değildir. Aksine bizim için her bayram yenidir ve yinedir. Her bayram bizim için yenidendir. Binaenaleyh bizde eski bayramlara özlem duyulmaz. Çünkü yeni olan, eskiden daha lezzetlidir. Eskiye özlem duyanlar yenilenmenin ve yinelenmenin tadını tam alamayanlardır. Yeniliğin farkına varamayanlardır. “Doğrusu, onlar yeni bir yaratılışın farkında değiller.” (Kaf:15). Oruç ve bayram yeni bir yaratılış döngüsüdür. Bayram ve orucu anlamayanlar bu yeniden yaratılış konusunda şüphe içindedir.

Bayram bizim fıtratımızın hakkıdır. Bu nedenle her zaman iade olur. Şartlar bayramın yine ve yeniden gelmesine engel olamaz. Bizim için bayram, bedenimizin ruh bulması ruhumuzun bedenini bulmasıdır. Dolayısıyla her bayram yine bayramdır, yeni bayramdır.

Not: Medrese-i Yusufiye`de bulunan Müslümanların ve tüm Ümmetin bayramlarının kendilerine iade olması temennisiyle yine ve yeniden herkesin bayramı mübarek olsun.