Rey ve riyakârlık
Adayların belirlenmesiyle birlikte Türkiye, seçim atmosferine girmiş bulunuyor. Her parti, her aday seçmenden oy almak için çalışma yapacak. Burada üzerinde durulması gereken birçok husus olabilir. Ancak biz özellikle “oy” ile “rey” arasındaki farkın ve adayların, “oy mu yoksa rey mi?” almak için çalışmaları gerektiği üzerinde bir nebze durmak istiyoruz.
Bilindiği üzere rey ve oy aynı anlamda kullanılmaktadır. Oy da rey de seçmenin belli adaya veya partiye yönelik destek ve tercih iradesi olarak tanımlanıyor.
Esasen oy “üy” yanı ses vermekten türemedir. Kur`an`da bunun karşılığı “savt” lafzıdır. Bu da “yapılan bir çağrıya olumlu ses vermek” diye tanımlanmaktadır. Buna göre oy, yapılan çağrıya cevap mahiyetinde ses vermektir. Buna karşılık rey, seçmenin duygu ve düşüncesine hitap ederek onu kendi vizyonuna kendi programına inandırarak destek alabilmektir.
Kur`an`ı kerimde oy ile rey arasındaki farklar özetle şöyledir;
-Rey ile riya aynı köktendir. Buna göre sırf siyaset yaparak veya yanlış düşüncelerle, sahte ideolojilerle seçmenden destek isteyen her parti her aday riyakârdır. “Onlar ki insanlara karşı riyakârlık yaparlar” buyrulur. Yani riyakârlıkla, gösterişle rey almaya çalışırlar. Medyatik olmak suretiyle oy devşirirler. Oysa bütün bunlar riyadır, bunlar oy getirebilir ama asla rey getirmez. Demek ki hakiki manada rey almanın en önemli aracı insanlara karşı sadık olmak kendi içinde dürüst olmaktır. Böyle olduğu takdirde alınan oy hakiki bir reydir. Aksi takdirde bu, riyakârlıkla alınmış bir oydur.
-Oy-üy sadece yankılanan sese olumlu cevap vermektir. Bu da daha çok bir refleksle olabiliyor. Bu nedenle siyasi partiler daha çok seçmenin reflekslerini harekete geçirerek ondan oy yani ses alıyor. Allah(c.c): “En kötü ses, eşeklerin sesidir.” (Lokman:19) buyurur. Ayette geçen “savt” kelimesi hem ses hem de oy-tercih manasındadır. Buna göre belirsiz olan, sadece nefsin ve şehvetin tatminine yönelik her ses bu vasıfta bir sestir. Elbette insanların nefislerine ve arzularına yönelik sesler de olmalıdır. Fakat bu, asla rey almanın tek argümanı olmamalıdır.
-Rey ile rüya da aynı köktendir. Buna göre halis ve sadık bir amaçla insanlardan rey talep eden kimsenin insanların rüyasına kadar nüfuz edebilmesi gerekir. Bilinçaltında ve bilinç üstünde insanların rüyaları hayalleri nedir? Bunlara kadar nüfuz etmeli ve bu şekilde onlardan rey talep etmelidir. Yani insanların rüyalarını-hayallerini bilmeden onlardan destek talep etmek onlardan sadece ses vermelerini istemektir.
-Rey ile rü`yet de aynı köktendir. Peygamber sav “ayın görünmesiyle (rü`yeti hilal)oruç tutun, orucunuzu açın” buyurmuştur. Buna göre insanlardan rey isteyecek kimsenin ay gibi bedir gibi ortaya çıkması gerekir. İnsanlar ufukta o ayı gördüğünde ona göre hesabını kitabını bilecek, ona bakarak söz söyleyecektir. Unutmamak gerekir ki ay-hilal hesap aracıdır.(Bakara:189)
-İnsanlardan rey isteyecek olan adayın hilal gibi doğru zamanda doğru şekilde görünmesi gerekir ki insanlar ona bakarak hesabını şaşırmasın. Doğru zamanda ve doğru yerde bulunabilmesi için muhakkak surette hilalin güneşe tabi olması gerekir. Nurunu hakikat güneşinden alması ve güneşin yörüngesinde olması gerekir. Bu manada adayın neyi referans aldığı çok önemlidir.
-İnsanlardan rey isteyecek olan adayın ay gibi dünyanın uydusu olması gerekir. Dünya ile birlikte dönmesi ona göre görünmesi gerekir ama ışık kaynağını, yerel kaynaklardan değil güneşten almalıdır. Hakikatten almalıdır.
-İnsanlardan rey talep eden aday herkesin ufkunda yer etmeli o olmadan hesabın ve kitabın olamayacağını göstermelidir.
-İnançlı halkın kutsallarına bağlı olan adaydan başkasının ufukta ay olması mümkün değildir. Dolayısıyla ancak ufukta kamer olan kimse rey alır. Gerisi sadece oy alır.
-Ufukta kamer olan bir adaya kimsenin lakayt kalması, insanların onu görmezden gelmesi mümkün değildir. İnsanlar istese de istemse de ona nazar ederler. O da onların rüyası ve rü`yeti olur. Nihayet reyleri olur.
İnsanlardan sadece oy isteyenlerin akıbeti malumdur. Seçildiği zaman unutur. Seçilmediği zaman da sönüp gider. Oysa ay aydır. Seçilse de seçilmese de o insanların ufkundadır. Onların rüyası ve rü`yetidir. İster ona baksınlar ister bakmasınlar… Bu onun konumuna ve makamına hiçbir halel getirmez.