Acizlik mucizeye dönüşür mü?
Acziyet, insanın kendini kararsız, takatsiz ve çaresiz görmesi, karşılaşılan engelleri aşamaması, teorik olarak düşüncesine yapılan itirazlara cevap verememesi halidir. Bu nedenle Allah`ın (cc) peygamberlere verdiği olağanüstü ve sıra dışı olaylara, mevcut ve alışılmış maddi manevi engelleri aşan durumlara “mucize” adı verilmiştir. Mucize, “aciz bırakan ve acizlikten kurtaran” demektir.
Acizliğin maddi ve manevi olmak üzere iki boyutu vardır. Yapılan itirazlara, ortaya konulan zorlayıcı soru işaretlerine, fikren ve zihnen bunlara karşı koyamayan, bu engelleri aşamayan kimseye “aciz” denildiği gibi maddi bir engelle karşılaşarak yola koyulamayan veya yola devam edemeyen engelli kimseye de “aciz” denilir. Yani acizlik aslında engelli demektir. Bu nedenle engellilerin veya çaresizlerin kaldıkları yerlere “darülaceze” adı verilmiştir.
Acizliğin ilmi ve nazari boyutu olduğu gibi ameli ve pratik boyutu da vardır. Bu nedenle Allah (cc) peygamberlerine mucize vererek onların aciz olmadıklarını, her türlü maddi engeli manevi itirazı kaldıracak güç ve kabiliyette olduklarını insanlara göstermiştir. Bu nedenle Kur`an-ı Kerim`in insanı çaresiz ve aciz bırakan sonsuz mana ve belagat gücüne de “icaz” adı verilmektedir.
Bugün Müslümanlar, maddi olarak aciz gibi görünmektedir. Çünkü karşılarındaki cephenin elinde bulunan güç ve imkânlar, askeri donanım Müslümanlara bu duyguyu vermektedir. Batılıların Müslümanlara karşı özellikle havadan saldırıları kullanmaları bu acizlik duygusunu pekiştirmeye yöneliktir. Fakat bunun çok latif bir mesaj veren farklı bir boyutu da vardır.
Demek ki Müslümanları yerde aciz bırakma konusunda ciddi bir karamsarlık yaşıyorlar. Onların karadan Müslümanların topraklarına saldırmaya artık cesaret etmemeleri bunun delilidir. Bunu bildikleri için artık Müslümanları “aciz bırakma ya da acze düşürme” operasyonunu havadan yapmaya çalışıyorlar.
Kur`an-ı Kerim`de daha önce ve çok ilginç bir şekilde bu durum haber verilmiştir. “Siz ne yeryüzünde, ne de gökte (Allah`ı) aciz bırakamazsınız.” (Ankebüt:22) buyrulur. Bu ayet indiği dönemde henüz insanlar uçak v.s kullanmıyordu. Buna rağmen Hak Teâlâ acizlikte hem yeri hem de göğü zikretmiştir. Bu da daha en başta Müslümanların gökte taciz edileceklerini haber veriyor ki haddi zatında bu da bir mucizedir. Çünkü bu, o zaman mevcut bütün şart ve imkânları aşan bir durumu haber veriyor.
Bir gün Müslümanların gökten taciz edilecekleri haberinin kendisi esasen bir mucizedir. Çünkü o zaman hiçbir şekilde öngörülemeyen hayal dahi edilemeyen bir durumu haber vermekte, ihbar etmektedir. Fakat bu, aynı zamanda bir müjdedir.
Çünkü bu yolla olsa dahi Müslümanların aciz bırakılamayacakları garantisi verilmektedir. Ayrıca düşmanların yerde umutlarını kesmeleri de onlar için bir acziyettir. Artık onların İslam topraklarına karadan saldırma acziyeti açık bir şekilde görülmektedir.
Ne yerde ne de gökte kimse Müslümanları aciz bırakamaz. Müslümanların aciz bırakılamamasının iki temel sebebi var;
Birincisi, Kur`an`ın icazı, İkincisi Müslümanların aciz kaldığı şartlarda onlara mucizevi hallerin olması.
Kur`an`ın icazı ve mucizesi her türlü engeli, her itirazı ve reddiyeyi aşmaktadır. İlmi ve nazari olarak İslam nizamı asla aciz bırakılamaz. Hiçbir itiraz, hiçbir tereddüt ona engel olamaz. Bu açıdan Müslümanların aciz bırakılması söz konusu değildir.
İkincisi maddi olarak Müslümanlar aciz kaldıklarında onlara mucizevi haller oluyor. Çünkü acizlikleri Allah`ın yardımını acil hale getirir. Bu nedenle Müslümanların acizlikleri mucizeleri celp eder. Yerden umutlarını kesen inkârcı zalimlerin havadan taciz etme ve aciz bırakma teşebbüsleri de artık bir işe yaramayacaktır. Bu noktada Müslümanlar ister acizlik duygusuna kapılsınlar ister kapılmasınlar bu yine Müslümanlara yarayacaktır. Zalimlerin taciz etme ve aczi bırakma girişimleri sadece mucizelerin gelişini hızlandırır, başka da hiçbir şey yapamaz. Peygamber(sav), “Cennet ehlinin çoğu aciz kimselerdir.” buyurur. Yani mucizevi durum orada da kendisini gösteriyor. Acizlik mucizeyi getirerek engellileri cennete götürüyor.
Bugün de durum aynıdır. Acizliğimiz bir mucizenin habercisidir. Mucizemiz acizliğimizdir.
Acizliği mucizeye çevirenlere selam olsun!