• DOLAR 34.925
  • EURO 36.29
  • ALTIN 3013.89
  • ...

Sicil;  belge, kitap, kütük, mecrasında devamlı bir şekilde akan su manalarına gelir. Bir kimse hakkında kayıt altına alınan ve devamlı bir şekilde muhafaza edilen olumsuz malumata “sicil” denilmiştir. Sicil, daha çok olumsuz bilgiler için kullanılır.

Sicil, “müseccel” şeklindeki kullanışıyla olumlu bir mana da ifade eder. Bu da bir hakkın veya imtiyazın tescil edilerek kayıt altına alındığını ve bu şekilde resmiyet kazandığını hükme bağlar.

Normalde sicil istikrarlı ve düzenli bir şekilde mecrasında akan şeydir. Fakat insan, fıtratına muhalif davrandığında sicili bozulur.

İnsan ateşte pişirilmiş çamurdan-cıvık çamurdan yaratılmıştır. Burada dikkat edilirse insanın tabiatında su, toprak ve ateş unsuru aynı anda yer alır. Su, ruhtur. Bu üç unsur aynı anda dengeli ve canlı bir şekilde insanda olduğunda kâmil olur. Su ve ateş birbirini dengeler. İnsanın tabiatında çamur esastır. Çamurda da su ve toprağın birlikteliği söz konusudur. Bu birliktelik insanı latif, halim ve şefkatli kılar. Ateşin buna temas etmesi insanın şevk ve samimiyetini, sıcak duygularını ortaya çıkarır. Fakat bunun için o ateşin, sadece suyu ısıtması gerekir. Bu durumda hamiyet olur. Hamilik olur. İnsan hamim bir dost olur. Çünkü hamim; “hem sıcak su hem de sıcak dost” anlamındadır.

İnsanın tabiatı su, ateş ve toprak terkibinden ibaret olarak tescil edilmiştir. Bu durumdaki bir insan müsecceldir, insanı kâmildir. Demek ki insanın müseccel olması su, ateş ve toprak unsurlarının uyumlu ve devamlı bir terkip halinde bünyesinde yer almasına bağlıdır. Kur`an-ı Kerim`de insanın hem topraktan(Hacc:5) hem cıvık çamurdan(Müminün:12) hem de ateşte pişirilen çamurdan(Rahman:14) yaratılmış olduğunun zikredilmesinin hikmeti budur. Bunlar insanda devamlı var olan hallerdir. Yani insan bu merhalelerden gelip geçmiş değildir. Nitekim insanın dengeli veya dengesiz olması buna göre tezahür eder.

İnsan, ateşinin suyunu kurutmasına, suyunun da ateşini söndürmesine izin vermemelidir. Suyu, ateşini söndürdüğünde insan soğur. Şevk ve özlem duygusuna hasret kalır. Dost canlısı değildir. Sönük ve soğuk bir halet-i ruhiyeye sahiptir. Asosyaldir. İçine kapanıktır. Kendi âleminde hapistir.

Öte yandan ateşi suyunu kuruttuğunda insan acımasızdır. Sevgi ve şefkatten mahrumdur. Zebanidir. Durulmaya ve sakinliğe hasrettir. Alevin babası Ebu Lehep`tir. Gözünü ateş bürümüştür. Taş kalplidir. 

Siccil, ateşte pişirilerek taşlaşmış olan çamurdur(Fil:4). Yani ateşinin suyunu kurutması sonucunda insanın sadece ateş ve topraktan ibaret kalmış olmasıdır. Bu da sicil bozukluğudur. Mürekkep üç unsur arasındaki dengenin değişmesidir. Bu nedenle bu sicil bozukluğu, siccil taşı olarak ona geri döner. Suyun letafetinden mahrum kalana çamur taşlaşmış olarak isabet eder.

İnsanın mürekkep unsurlarından ateş, suyu ısıtmalı ama kurutmamalıdır. Bu durumda hem hamiyet hem şefkat oluşur. Hem adalet hem celadet birlikte yer alır. Hem hareket hem sakinlik birbirini takip eder. Hem özlem hem visal birbirini celp etmiş olur. Her anlamda bir cazibe meydan gelir. Su, ateşi selam kılmalı ama söndürmemelidir. Aksi takdirde insan hamiyet ve gayret duygusunu yitirir. Sadece ateş, taassuba; sadece su da gayretsizliğe sebep olur.

Bu ümmetin sicili temizdir. Kimse bu ümmetin sicilini bozamaz. Kimse, bu ümmeti ne sadece ateşten ne de sadece sudan ibaret hale getirebilir. Filistin`de Gazze`de sicili temiz bir halkın müseccel bir mücadelesine şahit oluyoruz. Ne Beni israil gibi insanları ateşte yakacak kadar gaddar ne de ateşi sönmüş insanlar kadar gayretsizdir. Sicili temizdir, her ameli müsecceldir. Gayrete gaddarlık karıştırmıyor. Ateşin ortasında kalıyor ama kimseyi ateşle yakmıyor. Sicili temiz, ameli müseccel olduğu için siccil taşlarına karşı bir zırha sahiptir. Öte yandan demir kubbeye sahip olarak kendilerini güvende zanneden Beni israil`in sicili bozuktur. Bu nedenle siccil taşları onları bulur. Onların demir kubbeleri bunlara engel olamaz. Çünkü bu zaten içlerindedir. Onların içini yiyip bitirecektir.

Her ameli müseccel, sicili temiz Müslümanlara selam olsun…