BU NEYİN TE-LAŞESİ
Leş, hayvan ölüsüdür. Aslı laşedir.
Laşe, la şey’ yani “hiçbir şey” anlamındadır.
İnsanlık bugün ciddi bir telaş içindedir. Kimse bu telaşın sebebini tam olarak bilemiyor.
Oysa “telaş” “leş olma, hiç bir şey” olma korkusundan kaynaklanıyor.
Telaş; korku, endişe, karışıklık kargaşa anlamındadır.
Hayvan ölüsüne leş denilmiştir. Çünkü hayvanlar Allah’ın onlara ruh üflemesiyle var olmuş değiller. “Kün-ol” emriyle var olmuşlardır. Onlarda Hakkın emri gelince laşey-bir hiç olurlar, leş olurlar.
Ama insan öyle değildir, insan, Hakkın emri yanında ruhunu da taşır. Bu nedenle leş değildir. Laşe değildir. Dolayısıyla normal şartlarda onun telaşa kapılmasan mahal yoktur. Lakin iş böyle olmuyor.
Çünkü insan kendi özünün, ruhunun farkında olmayınca, kendi kıymetini bilmeyince telaşa kapılır. Sonuna kadar leş olma, laşe olma endişesi yaşar. Bu da her açıdan onun hayat anlayışına, hesabına, planına olumsuz bir şekilde yansır.
İnsanlığın bu telaşı zombileşme sendromuna yol açıyor.
Zombi, yaşayan ölü demektir. Çünkü telaş insanın fizyolojisini bozuyor.
İnsan kendini kıymetlendirmede yanlış yapınca “leş olma” korkusunu iliklerine kadar yaşıyor. Bu da her işi telaşla ele almasına yol açıyor. Ve bu durum bir paradoksa dönüşüyor.
Hayat, yaşam elbette değerlidir.
Ama hayat, insanın sırf bir canlı olmasından öte bir şeydir.
Çünkü diri olmak, imtihan için yeterli değildir. Ayrıca can-lı olmak gerekir.
Bu nedenle “hastaya, köre, engelliye sıkıntı yoktur”-Nur-61
İnsanlığın kendi ruhunu ve kıymetini bilmemekten kaynaklanan bu telaş ekonomi, siyaset, plan-proje her alanda kötü yansımalara sebep oluyor.
Dünyanın bir tarafında o kadar para birikmiş ki artık bütün kâğıtlar para olsa bunu banknot para yapmaya yetişmez. Buna rağmen bir telaş var. Banknot kağıt yetişmeyeceğini bildikleri için kripto paralarla işi idare etmeye çalışıyorlar.
Faiz oranları Ülkede korkunç seviyede olsa da Batılı ülkelerde sıfırın altına indi. Çünkü para çok olunca bu sefer zenginleri parayı güvence altına alma telaşı sardı. Yoksa bu paracı zevat kuruş parayı babalarına faizsiz vermezler. Ama telaşın canı sağ olsun… Hani telaşın canı olsa hakikati bulacaklar.
Somut ve zorunlu ihtiyaçların çözümüne yönelik pratik fikir ve çözümler ortaya koyma anlamındaki “İNOVASYON” faaliyetleri bu telaş içinde yapılıyor.
AR-GE çalışmaları bu anlayış içinde yapılıyor.
Korona virüse karşı Aşı çalışmaları da bu mantaliteyle yapılıyor.
İnsanlık güvenilir ve huzur dolu yaşam alanları arıyor. Ama yine bunu telaşla yapılıyor.
Oysa insan kendi özüne dönse bunların tümünü telaşla değil ruhla yapabilecektir.
Ve o zaman ortaya konulacak her plan-proje tat verecek, gerçek anlamda çözümler getirmiş olacak.
Pandemi, sosyal ve ekonomik sorunlar insanın telaştan kurtulması için gerekli yönlendirmeyi yapıyor. Fakat insanlık yine de sorunların üzerine telaşla gidiyor.
“Sizi bir tür korku-telaşla sınayacağız, sabredenleri müjdele”-Bakara-155
Sabır, kendini tutarak ve de bularak işin üzerine gitmektir.
Telaş, bir şekilde akıllandırır. İnsanlık bu telaşla muhtaç olduğu o ruhu en sonunda bir yerde bulacak.
Ama ne zaman ve nasıl onu sabırla, umutla, hasretle beklemeye devam edelim…