Saati Sola Takan Zamanı Takmamış Olur
Günün 24’te birine ve eşit zaman dilimine saat denildiği gibi kıyamete de “saat” denilmiştir.
Ayrıca “saat” bir şeyin oluş anı, insanın şevki ve arzusudur.
“Saat” mesai ile alakalıdır. Mesaiyi belirsiz olmaktan kurtarır. Eğer saat olmasaydı mesai aralıksız ve neticesiz olurdu.
“Saat” müennestir. Onun dişil formunda olması aynı zamanda inceliği ifade eder. Zira saat bir şevk anıdır. Saatte sürprizler vardır. Bu nedenle insan her saatini özel bilmelidir.
Kol saatleri çıkınca nedense sol kola takılması yaygın bir uygulama biçimi oldu.
Babamız, çok erken yaşlarda bize saat aldı ve bu saatin sağ kola takılmasını söyledi. Biz de o gün bugündür saati sağ kola takarız.
O zamanlar Türkiye’de sağ-sol çekişmesi vardı ve biraz da bu refleksle olsa gerek, babamız saatini sağa takıyordu. Saatin sola takılması herkesin yaptığı önemsiz bir adet olarak öne çıksa da babamız saatin sağ-lam tarafta olmasını istemişti.
Biz de böyle yaptık ve hamdolsun gayet de isabetli oldu.
Biraz komplocu bir yaklaşım olarak görülebilir. Ancak dünyada hiçbir şey tesadüf değildir. Ya iyinin ya da kötünün yönlendirmesiyle olur.
Bu sola takma işinin de bu açıdan bir emele binaen olduğunu söylemek komplocu bir yaklaşım olmasa gerek.
Zira kol saatini icat edenler bunun sola takılmasını da istemişti. Zaten saatin düzeneği ve zembereği sola göre tasarlanmıştır.
Oysa fizyolojik olarak sol el sağa göre daha zayıftır. Adı üstünde sağ, sağlamlığı sabiteyi, sağlıklı olmayı ifade eder.
Sol ise kolaycıdır, ahdi zayıftır. Dakik değildir. bir de hijyen-temizlik için kullanılır.
Kuvveti, hijyeni, sağlamlığı temsil ettiği için sağın bir ismi yemindir. Yemin de anttır. Ahdi ve vefayı temsil ettiğinden yemin etmek sağ elin hakkıdır.
O zamandan beri ve bir devir boyunca dünya zamanı sola takmış durumdadır. Bu da zamanın serbestçe, hesapsızca harcanmasına yol açmıştır.
Zamana karşı hassasiyetin ve duyarlılığın zayıf olmasına sebep olmuştur
Çünkü sol, ahde sadık değildir
Zamana karşı kendini bağlı hissetmez.
Zamana karşı her zaman tahir-hijyen değildir.
Zamana karşı sorumsuzluk ve disiplinsizlik duygusunu verir.
Ve saat ne vakit solun elinde olursa zaman boşa harcanır. Heba edilir. Zamana karşı müzmin haller ortaya çıkar.
Sol, zamanı kullanmak yerine harcamayı tercih eder. Çünkü solun serbest olma, kontrolsüz olma duygusu vardır. Bu nedenle kıyamete “saat” adı verilmiştir. Çünkü kıyamet bireyin ve toplumun gafletinden kaynaklanır. Zamanın sağlam, vaktin sağlıklı olmamasından kopar.
İnsan-lık zamanı solun inisiyatifine bıraktığında bir şekilde kıyametin saati geliyor. Saat sağ ele geçiyor. Taraf değiştiriyor.
Şimdi de böyle bir dönemdeyiz. Saat el değiştirecek. Sol el taktığı kadar saati taktı. Zaman aktı ama sol zihniyet onu takmadı ve kıyametin saati geldi. Kimse yanlış anlamasın biz, kâinatın kıyametini haber vermiyoruz sadece bir anlayışın, bir cenahın devrinin sonuna gelindiğini söylüyoruz ve bunu tereddütsüz bir şekilde ifade ediyoruz.
Dünya bu serkeşliği, bu başıboşluğu, zamanın hızlı ama anlamsız akmasını kaldıramaz. Nihayet, zamanın soldaki serüveni bitecek.
Her şeyin hızlı olması isteniyor; ama insanların çoğu hızı, hizadan çıkma aracı olarak kullanıyor.
Her şeyde hız ölçü olmuş. İyi de kardeşim bu hız seni hizaya getirmiyor ki aksine daha fazla hizadan çıkarıyor. Zaman mecrasında, hizasında, tadında akmayı sever. Öyle hız yapıp hizadan çıkmayı sevmez.
İş bu raddeye vardığında zaman hizaya getirir. Kendini en doğru şekilde, en isabetli ele taktırır.
Ve öyle görülüyor ki bu saatin el değiştirmesi pek yakındır…