• DOLAR 34.642
  • EURO 36.527
  • ALTIN 2938.888
  • ...

Bazı felsefeciler, tarihin tekerrürden ibaret olduğunu söyler. Buna göre tarihte vuku bulan her şey, bir zaman sonra tekrar eder ve bu, böyle sürgit devam eder. Ama hakikat bu değildir. Çünkü tekrar, bir şeyin mükerrer olmasını ifade eder.

Mükerrer oy sayımı, mükerrer vergi ve buna benzer şeylerin hepsi haksızlık ve sahtekârlık olarak kabul edilir. Bir sayının keresi-çarpımı hep kendi katıdır ve bu yeni bir şey değildir.

Hak Teâlâ, zaman içinde hükmünün mükerrer hale gelmesini sevmez. Bu nedenle tekrar gibi görülen hiçbir şey esasen böyle değildir. Gece ile gündüz birbirini arzuyla takip eder ama tekrar etmez. Nitekim güneş, hiçbir zaman aynı noktadan doğup aynı noktadan batmaz. Bilakis her seferinde farklı noktalardan doğar ve batar. Bu nedenle Hak “doğuların ve batıların Rabbidir.”

Bazıları tekerrür der, bazıları tarihin sonu der. Hakikat ise tarihin başa dönmesidir. Bu nedenle Peygamber (sav) “zaman başa dönmüştür” buyurmuştur. Tarihsellik yoktur. Tarihin tekerrürü yoktur.

Bugün dünyada tarihin tekerrür etmesini, beklememek lazımdır. Bu mükerrer oy sayımına benzer ve bir nevi sahtekârlığa girer. Tarihsel kast sistemini ifade eder. Bir kavim zayıf ve ezikse daima ezik;  güçlüyse hep güçlü olur gibi bir sonuç ortaya çıkar. Oysa Hak Teâlâ fazlını insanlar, bireyler kavimler arasında tedavül ettirir.

İki kere iki, iki tane ikidir ve sonuç aynıdır. Bazıları tarihte parlak oldukları eski zamanların tekrar etmesini bekliyor. Bu da yeni şeylerin ortaya konulmasına engel oluyor. Onların kolaycılığa kaçmalarına, sırf duygusal motivasyonla hareket etmelerine yol açıyor.

Tarihin tekerrür etmesini beklemek yerine tarihi-zamanı başa döndürecek şeyler yapmak esastır. İlim, bilim, sanat, ekonomi, idare, felsefe ve her alanda yeni şeyler ortaya koymak gerekir. Ancak yeni bir şey ortaya koyanlar mükerrer olmaktan kurtulurlar.

Tarihi yeniden başlatmak her şeyi sıfırdan almak değildir. Sıfırdan işletmektir. Sayılmaya değer şeyler ortaya koymaktır. Tarihin tekerrür edeceği duygusu bir ölçüde moral motivasyon sağlayabilir. Ancak bunun hayal kırıklığına yol açma gibi bir sonucu da olabilir.

İslam âlemi ve dünya yeni bir başlangıç arifesindedir. Bu, bir şeyin tekrarı olmayacaktır. Şu kavmin, bu imparatorluğun yeniden ihyası şeklinde olmayacaktır; yeni bir nizam, yeni bir anlayış, tarihi başa döndürecektir.

Tarihin yeniden başlaması, tekrarından üstündür. Başlayan şey, kendi ivmesiyle devam eder. Tekrar ise bir döngüdür ve kısa bir devirdir.

Sonuç olarak tarihin tekerrürü için çalışmak kolay ama sonuçsuz bir iştir, nasıl ki ölen insanın dünya koşullarında yeniden geri gelmesi muhal ise ölmüş olan imparatorlukların ve medeniyetlerin tekrar geri gelmesi de imkânsızdır. Tarihi yeniden başlatacak anlayış ve gayret ise en tutarlı, en ideal ve en gerçekçi yaklaşımdır.