• DOLAR 34.584
  • EURO 36.235
  • ALTIN 2970.543
  • ...
SON DAKİKA

 Kavmini Allahın dinine davet eden Nuh(as), en sonunda şu duada bulundu: “Ey rabbim, yeryüzünde diyar sahibi olacak bir tek nankör bırakma. Çünkü onları bırakacak olursan kullarını saptırır; günahkâr ya da kâfir kimseden başkasını doğurmazlar”(Nuh:26-27). Normalde doğan her insan İslam fıtratı üzerinde doğar. Fakat burada, çocukların günahkâr ya da kâfir olarak doğması tehlikesi haber veriliyor. Burada toplum içinde oluşan kötü döngüye bir atıf vardır. Toplum, kötülük yönünde öyle bir dönüşüme uğramış ki artık doğan her insan kısa sürede fıtratından koparak bu döngü içinde günahkâr ya da kâfir oluyor.

Ayette geçen “deyyar” kelimesi, diyar sahibi kimse anlamındadır ve “daire” kelimesiyle aynı köktendir. Binalarda bir ailenin yerleşimine tahsis edilen her bölüme “daire” adı verilmektedir. Bunun yanında yuvarlak yapı ve şekillere ve insanı kuşatan felaketlere de “daire” denilmektedir. (Fetih:6) İnsanların yaşadıkları evler dairesel şekilde olmadıkları halde neden bunlara daire adı verilmiştir. Çünkü insan kendi ailesinin dairesinde dönüp dolaşır. O daireden çıkmayı düşünmez. O dairede kendini rahat ve huzurlu hisseder. Bu doğal ve güzel bir şeydir. Fakat daire, her zaman güven ve huzurun alanı olmayabilir. Eğer bu dairede kapılar kilitliyse, eğer bu dairede çıkış yolları muğlak ise bu dairelerde şerrin ve kötülüğün devri hâkimse bunlar felaket manasındaki daireler olur.

Daire; aşkı, ondan çıkmak da özgürlüğü ifade eder. Çünkü daire iradeyi kısıtlar. Aşk bir dairede dönmeyi, özgürlük ise bundan çıkabilmeyi talep eder. Eğer eşler birbirlerini bir daireye hasreder, hayra çıkan yolları muğlak hale getirirse bu, kısır bir daire olur. Müslüman`ın dairesi aşk ve özgürlüğün bileşimidir. İkisinden de feragat etmez. Bağlılık adına eşini kendi dairesine hapseden kadın, umduğunu elde edemez. Aynı şekilde daireden çıkıp bir daha dönmeyi düşünmeyen erkek de umduğunu bulamaz.  

 Zeliha, Yusuf`u(as), kendi dairesinde tutmak istedi. Kapıları kilitledi. Eğer Yusuf(as), Zeliha`nın dairesinde kalsaydı devir, Zeliha`nın devri olurdu. İş, onun elinde devrederdi. Züleyha, dairesinin kapılarını kilitledi. Çıkış yollarını muğlak hale getirdi. Eğer bir kadın veya erkek, dairenin hayra çıkan yolların kapatmış, hedeflerini muğlak hale getirmişse bu daire esaretin dairesidir. Buna mukabil Musa(as), Meyden şeyhinin kızını nikâhlamak için on yıl çobanlık yaptı. Onun dairesine bağlı kaldı. Aşkı için özgürlüğünü feda etti. Çünkü Medyen Şeyhinin kızı Musa`ya hayâ ile ve utanarak gelmişti. (Kasas:25) Hayâ sahibi bir hatunun dairesinde hayat vardır. Hem Yusuf hem de Musa (as) kadınların dairesiyle imtihan olundu. Ancak Yusuf (as) o fasit daireden çıkmak; Musa (as) ise o daireye dâhil olmak için çaba sarf etti. Çünkü Zeliha`nın dairesinin kapıları ve yolları muğlak; Şeyhin kızının dairesinin kapıları ise muğlak değildi.

Medyen şeyhi, kızının nikâhına karşılık Musa`dan(as) kendisi için 8-10 yıl süreyle çobanlık yapmasını istedi. Bunu talep ederken neye güvendi? Kızının ne gibi bir özelliği vardı? Bugünkü tabirle bu kızın kariyeri veya diploması da yoktu. Öyle ama hayâsı ve edebi vardı. Medyen şeyhi, kızının bu özelliğini bildiği için büyük bir özgüvenle kızının nikâhına karşılık, 8-10 yıllık süreyle çobanlık şartını ortaya koydu. Aynı şekilde Musa(as)`da hiç tereddüt etmeden bunu kabul etti. Çünkü o da kızın edep ve hayâsına şahit olmuştu. (Kasas:25-28). Bu vasıftaki bir kız için 10 yıl çobanlık yapmaya değdiğini çok iyi biliyordu. Bu nedenle bu teklifi kabul etti.

Hayâ ve edep sahibi kadın, erkeğini dairesine bağlar ama ona kapıları kilitlemez. Kapıları muğlak hale getirmez. Nitekim süre bittikten sonra yola çıkan Musa(as) ve ailesi çölde karanlık ve soğuk bir gecede yollarını kaybetmişlerdi. Uzakta görünen ateşe gitmek için Musa(as), eşine “Bekleyin gidip bakayım. Umarım size ısınacağınız bir şule getiririm”(Kasas:29) dediğinde medyen şeyhinin kızı ona hiç zorluk çıkarmadı. Ona engel olmadı.

Bugün, kızlar diploma için okula gönderiliyor. Kadınlar, kariyer peşinde koşuyor. Fakat bunun karşılığında edep ve hayâ yok oluyor. Kadının diplomaya ve kariyere ihtiyacı yok. Kadının hayâ ve edep dairesine ihtiyacı var. Eğer kadın edep ve hayâ elbisesini çıkarırsa dairesini fesada uğratır. Daire fesada uğrayınca bütün diyar fesada uğrar. O zaman fesat bir devir, fasit bir daire insanlara musallat olur. Daha çocuk yaşta insanlar, Allah muhafaza kâfir olmaya başlar. Kötülüğün yollarına girmeye başlar. Kadın, kariyer için resmi dairede iş sahibi olmaya çalışırken aslında dairesini kaybediyor. Bu sefer eşini dairede tutmak için kapıları kilitliyor. Hulasa kadına Resmi dairede kariyer mi edep dairesinde makam mı? Lazım.

 Edep dairesinde makam sahibi Müslümanlara selam olsun