GÜCÜMÜZ YETMESE DE ENERJİMİZ YETER
Herkesin bildiği bir hakikat vardır;
“Allah kimseye gücünün yetmediğini yüklemez”
Burada güç vurgusu vardır. Oysa kaynak olan ayette lafız “takat” olarak geçer. “Takat” lafzı da sadece güç değil aynı zamanda enerji anlamındadır. Buna göre bir anlamı da “Allah kimseye enerjisinin yetmediğini yüklemez” şeklindedir.
‘Bu ikisi arasında ne fark var?’ diye itiraz edenler çıkabilir; ama hakikatte ciddi bir fark vardır. Tabi bu, teknik bir konudur. Bunu anlaşılır kılmak ve farkını anlatmak için sabretmek gerekir. İnanın sonuç buna değecek. Çünkü bunun anlaşılması çok güzel ve lezzetli sonuçlar ortaya çıkarır. Yeter ki sonuna kadar sabredelim…
Güç, belli zaman içinde bir iş için insanın harcadığı enerji miktarıdır. Enerji ise kaynaktır. Yani güç, enerjinin harcanan kısmıdır. Buna göre insanın gücünün bir işe yetmemesi ona enerjisinin de yetmediğini göstermez.
Enerji, kaynağın üretimini, sağlamlığını ifade eder. Güç ise bunun kullanılan kısmıdır.
Doğru düşüncenin, bilginin, sabrın, inancın, imanın, duanın, umudun devasa bir enerjisi vardır. Kimin düşüncesi, inancı, azmi daha sağlamsa onun enerjisi o oranda sağlamdır. Zira bunlar sürekli enerji üreterek güç meydana getirir. Yeter ki insan bunu güce dönüştürmeyi bilsin.
Bugün dünyada gücü çok olanların enerjisi zayıf, enerjisi fazla olanların gücü azdır. Hakikat budur ama herkes bunu fark etmeyebilir.
Bunu somutlaştıracak olursak, Batının enerjisi gittikçe zayıflıyor ama gücü fazla görünüyor. Çünkü bütün enerjilerini güce dönüştürdüler. Artık onların kaynakta pek bir enerjileri kalmadı. Buna karşılık İslam âleminin gücü az görünüyor ama enerjileri devasa boyuttadır. Çünkü o enerji kaynağında bekliyor. Sadece bunun güce dönüşmeye ihtiyacı vardır. Asıl mesele de budur.
Bu usul birey, aile, toplum, devlet… Herkes için böyledir. Mesela birinin şöyle dediğini çok duymuşuzdur, “gücüm kalmadı” ama bunu söyledikten sonra da ayakta kalmaya devam ediyor. Çünkü o enerjisini hesaba katmamıştır.
İnsan her şeyi güç mefhumuyla hesap ettiğinde yanılabiliyor. Gücünün bittiğini zannediyor oysa asıl olan enerjidir. Ve unutmamak gerekir ki sabrın da enerjisi vardır. Çünkü sabır, insanın kendini tutmasıdır. Bu da içerde güzel bir enerjinin birikmesini sağlar. Bu nedenle Hak Teâlâ “sabredenleri müjdele” buyurur. Çünkü bunlar sabrettikçe enerji alırlar o enerjide ışığa dönerek içlerini aydınlatır. Ayrıca “Sabır ışıktır”(Müslim) hadisi bunu çok güzel bir şekilde ifade buyuruyor.
Fert, aile, toplum… meseleyi sadece gücün bitmesiyle sınırlandırmamalıdır. Bir de bunun enerji kaynağını hesap etmek gerekir. Ama maddeci anlayışın hâkim olduğu günümüz dünyasında güç kavramı baskın oluyor. Oysa enerji bunun çok ötesinde bir şeydir ve kimse enerjiye hükmedemez.
Hak Teâlâ enerji kaynağını kimseye vermez. Sadece medet umanlara bunu verir.
Özetle bazen gücümüz yetmese de enerjimiz yeter…