Şiirde vezin Yönetimde mizan
Vezin ölçü ve tartı demektir. Mizan; hem adaletin hem de şiirin ölçüsüdür. Düşünceyi kısıtladığı gerekçesiyle ölçüsüz, kafiyesiz şiiri savunanlar vardır. Buna saygı duymak gerekir. Lakin asıl olan şiirin ölçülü-vezinli olmasıdır. Buna göre mizan hem adaletin hem de şiirin standardının aracıdır. Mizan adaletin dengeli, vezin de şiirin uyumlu, ahenkli olmasının nişanıdır.
İşin hikmetine binaen geçen yazımızda Kafiye ile kafa arasındaki bağlantılara değinmiştik. İnşallah bu yazımızda da vezin ve ölçü konusunu benzer şekilde ele alacağız. Zira mizanın ve veznin şiirle edebiyatla olduğu kadar diplomasiyle, siyasetle de alakası vardır.
Adaletin mizanı şaşınca şiirin vezni şaşar. Mülkte adalet mizanının ayarı bozulunca, insanlar o kadar özgürlüğe, adalete hasret kalır ki vezinsiz şiir türünü tercih ederler. Kesin olarak bilinmez ama belki vezinsiz şiir adalet mizanının şaşırmasının bir sonucudur. Öyle ya mizan şaşarsa insanlar bunu edebiyata şiire bile yansıtırlar. Oradaki ölçüsüzlük bir tepki olarak şiirde kendini gösterir. Adalet mizanının şaşırdığı ortamlarda insanlar şiirin vezninden bile sıkılırlar. Duygu ve düşüncelerini ölçüsüz ifade etmek isterler. Kafa ile kalp arasında bağ kopunca şiirde kafiye önemini yitirir. Bu bir ölçüde düşüncenin özgür ve serbest olma tutkusunun sonucu olsa da esasen iç isyanın dışa vurumunu da yansıtıyor. Adaletsizliğe ve haksızlığa karşı tepki ilk ve doğrudan sonuçlarını şiirde gösterir. İş bununla sınırlı kalmaz, şuurlar da duygular da buna göre şekillenir.
Uluslararası siyasette denge önemlidir. Ama dış siyasette denge içteki adalet mizanına, ahalinin şuur veznine bağlıdır. Dış ilişkilerde muvazene içteki huzurun mizanına göre işler. Ekonomik, siyasi ve sosyal adaletin sonucu olarak içte ahali şiir tadında bir ortama sahipse dışta denge siyaseti daha kolay ve daha gerçekçi olur. Denklik mücadelesi sonuç odaklı olur.
Eğer içte insanların şuurlar-duyguları güzelse hayat şiir tadında olur. Duygu ve mana bütünlüğü ortaya çıkar. Her şeyde kafiye ve ölçü olur. Bu da ahlaka davranışlara ve sair muamelelere sirayet eder. O zaman özgürlük vezne takılmaz vezin de özgürlüğü sınırlandırmaz. Özgürlük ölçülü, ölçü de özgürce olur.
Denge siyaseti uluslararası arenada siyasi ve diplomatik ağırlığa bağlıdır. Hiçbir şey adalet ve hukuk kadar mizanda denge unsuru olamaz. Adalet varsa denge vardır. Hak varsa güç vardır. Çünkü ağırlığı bunlar oluşturur.
Göğü yükseltti ve mizanı koydu(Rahman:7) Hak göğü adaletle mizanla yükseltti. Herkes o çatı altında ölçüsünü bilir. Demek ki göğün yükselmesi ölçüyü ortadan kaldırmaz. Mizanın olması da yükselmeye mani değildir. Mizan çatıyı yükseltir ve genişletir orada herkes kendini bulur. Üretim, felsefe, donanım yeterlilik, sanat, sanayi her şey gelişir.
Müslüman ahali, Millet siyasi askeri ekonomik dış tehditlere karşı üzerine düşeni yapıyor. Yönetime denge siyaseti izlemesi konusunda önemli bir koz veriyor. Muvazenede ağırlık sahibi olmasını sağlıyor. Burada ilave şeyler yapmak gerekir. Dışarıda denge siyaseti içerde vezinli siyaset olsun. Siyaset içerde vezinli olursa dış siyasette denge oluşur. Yaşanan süreçler dışarıda muvazene namı diğer denge siyasetinin önemini ortaya çıkardı. Umulur ki içte de mizanın önemini ortaya çıkarmış olsun.