Lübnan'ın güneyine yönelik işgal saldırıları bölgede tansiyonu artırırken, uzmanlar, işgal rejimin yeniden savaşı başlatabileceği konusunda uyarıyor.
ABD ve Fransa'nın arabuluculuğunda 27 Kasım 2024'te sağlanan kırılgan ateşkes anlaşmasına rağmen işgal rejimin Lübnan'a yönelik saldırıları neredeyse hiç durmadı.
Lübnan'ın güney ve doğusundaki bazı bölgelere odaklanan işgal rejimin, son haftalarda saldırılarını daha da artırdı.
Lübnanlı uzmanlar, işgal rejimin artan saldırılarını ve olası sonuçlarını AA muhabirine değerlendirdi.
"Geniş çaplı bir savaş olasılığı yok diyemeyiz"
Araştırmacı yazar Munir Rabi, "Geniş çaplı bir savaş olasılığı yok diyemeyiz, ancak bunun oranı ölçülemez." dedi.
Askeri gerilimin arttığına dikkati çeken Rabi, işgal rejimin çoğu saldırısının artık "siyasi mesaj" niteliğinde olduğunu vurguladı.
Rabi, Lübnan'ın olası kayıpları önlemek için "diplomatik kanalları daha etkin kullanması gerektiğini" belirtti.
ABD yönetiminin Lübnan'a yönelik açıklamalarına ilişkin ise Rabi, "Lübnan'a yönelik ABD baskısı ve tehditleri, psikolojik savaşın bir parçası. Bu baskılar, savaşın önlenmesi ya da zemin hazırlanması amacıyla yapılıyor." ifadesini kullandı.
"Abartılı açıklamalar, olası bir çatışma öncesi psikolojik savaşın parçası"
Emekli General Hişam Cabir, "Geniş çaplı bir savaşın başlaması olasılığı gerçekçi bir ihtimal olarak duruyor, ancak şu an için kesin göstergeler yok." dedi.
Cabir, "Şu anda yapılan abartılı açıklamalar, olası bir çatışma öncesi yürütülen psikolojik savaşın bir parçası." diye konuştu.
Askerî uzman, "Mevcut tırmanış, havaalanı ya da elektrik altyapısı gibi hayati tesisleri hedef alacak düzeye ulaşmaz, ancak önceden uyarı yapılarak belirli hedeflere yönelik seçici operasyonlara dönüşebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Cabir ayrıca "israil askeri hedef bankasının büyük kısmını tüketti ve artık Hizbullah unsurlarının bulunduğundan şüphelendiği herhangi bir noktayı siyasi mesajlar göndermek amacıyla vuruyor." dedi.
Bu duruma karşılık Lübnan'ın diplomatik adımlar atması gerektiğine işaret eden Cabir, şöyle konuştu:
"Bölgesel risklerin boyutu göz önüne alındığında sadece uluslararası arabulucular aracılığıyla mesaj iletmek yeterli değil. Lübnan, sahadaki gelişmelere paralel biçimde geniş çaplı diplomatik hamle başlatmalı."
Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık üzerinde uçan işgal rejimin İHA'ları, Lübnan hükümetine bir "mesaj"
Siyasi analist Tony Bouloss da "Sahadaki gelişmeler ve diplomatik göstergeler, savaşın yakın olduğuna işaret ediyor." dedi.
Lübnan'daki resmi çevrelerin, adı açıklanmayan Batılı kanallar aracılığıyla "İsrail'in Hizbullah'a karşı saldırılar için hazırlıklarını tamamladığı yönünde bilgilendirildiğini" aktaran Bouloss, işgal rejimine ait insansız hava araçlarının (İHA) Lübnan hava sahasında yoğun şekilde uçmasının amacının, istihbarat verilerini güncellemek ve Hizbullah'a ait yeni noktaları tespit etmek olduğunu dile getirdi.
Öte yandan Bouloss, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık sarayları üzerinde işgal rejimine ait İHA'ların uçuşlarının, doğrudan Lübnan hükümetine "mesaj" niteliği taşıdığını vurguladı.
"israil'in saldırıları devletin kurumlarını da kapsarsa, Lübnan varoluşsal tehditle karşı karşıya kalır"
Olası bir savaşın yeniden patlak vermesi ihtimaline ilişkin Bouloss, "İsrail, savaşın kapsamını genişleterek yalnızca Hizbullah hedeflerini değil, devletin resmi altyapılarını da kapsayacak şekilde saldırılar düzenleyebileceğinin sinyalini veriyor." ifadesini kullandı.
Bouloss, "Eğer saldırılar devlet kurumlarını da kapsayacak biçimde genişlerse, Lübnan varoluşsal bir tehdit ile karşı karşıya kalır." uyarısında bulundu.




