Uzaydan bakıldığında dev bir kırmızı göz ya da boğa gözü şeklini andıran bu oluşum, son olarak Avrupa Uzay Ajansı’na bağlı Copernicus Sentinel-2 misyonunun yakaladığı büyüleyici görüntülerle yeniden gündeme geldi.
Geçmişte Adrar Platosu’nda yer alan bu yapının bir göktaşı çarpması sonucu oluştuğu düşünülüyordu. Ancak modern jeolojik araştırmalar, Reşat Yapısı’nın aslında erimiş kaya kütlesinin yüzeye doğru kubbe şeklinde yükselmesi ile ortaya çıktığını gösteriyor. Yüzeye çıktıktan sonra rüzgâr, kum ve su gibi aşındırıcı doğal süreçler bu devasa oluşuma bugünkü halka halkaya ayrılan görünümünü kazandırdı
Jeologlara göre en az 100 milyon yıllık olan bu yapı, birbirine eş merkezli halkalardan oluşan katmanlı bir form sergiliyor. Uzaydan bakıldığında bir boğa gözünü andırdığı için “Büyük Sahra’nın Gözü” veya “Afrika’nın Gözü” adlarıyla da biliniyor.
Yaklaşık 50 kilometre çapındaki Reşat Yapısı, yeryüzünden çok uzaydan daha net şekilde görülebiliyor ve insanlı uzay görevlerinin ilk dönemlerinden bu yana astronotlar için tanıdık bir işaret noktası olmuş durumda.
Bu etkileyici oluşum, farklı sertlikteki tortul kaya tabakalarının zaman içinde aşınmasıyla şekillendi. Kuvarsit gibi aşınmaya en dirençli kayaçlar kırmızı ve pembe tonlara sahip dış halkaları oluştururken, daha yumuşak taşların bulunduğu bölgeler koyu renkli vadiler halinde halkalar arasında yer alıyor.
Merkezde bulunan halkalar yaklaşık 80 metre yüksekliğe ulaşıyor ve bu bölgede, dış halkalara göre daha eski kayaçlar ortaya çıkıyor.




