Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “13 yaşındaki kız çocuğu artık sadece bedeniyle var olabileceğine inanıyor. Bu bir tesadüf değil, bu pornografik kültürün çocuklarımızı yutmasıdır” diyen Prof. Dr. Veysi Çeri, dijital medyada artan cinselleştirme ve “erken seksüalizasyon” dalgasına karşı çok sert uyarılarda bulundu.
Toplumun sessizce seyirci kaldığı bu dönüşümün, aslında nesilleri hedef alan bilinçli bir yapay yönlendirme olduğunu savunan Prof. Dr. Çeri, TikTok, Instagram, YouTube Shorts gibi algoritmaların gençleri “vücudun yoksa değerin yok” anlayışına koşullandırdığını belirtti.
“Kızlarımız bilim insanı olabilecekken dudaklarıyla var olmaya itiliyor”
Çeri, binbir potansiyele sahip kız çocuklarının artık sadece dış görünüşleriyle dikkat çekmeye zorlandığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Doktor, mühendis, sanatçı, bilim insanı olacak kızlarımız; yalnızca vücuduyla var olmaları gerektiğine şartlandırılıyor. Bu bir medya hatası değil, bilinçli bir toplumsal mühendislik.”
“OnlyFans normalleştiriliyor, ekranlar kolay parayı alkışlatıyor”
Son dönemde bazı YouTube kanallarında OnlyFans içerik üreticilerinin konuk edilmesini de sert şekilde eleştiren Prof. Dr. Çeri, bu içeriklerin özellikle genç izleyiciler üzerinde “para kazanmak için utanmaya gerek yok” mesajı verdiğini söyledi:
“Rating uğruna şeytanın avukatlığını yapıyorlar. Hele ki bunu bir psikolog yapıyorsa, bu artık bir meslek etiği sorunu değil, doğrudan kültürel ihanet olur.”
Çeri, travma yaşayan bireylerin ekranlarda teşhir edilmesini “etik ihlali” olarak niteledi ve şu çarpıcı ifadeleri kullandı:
“Travma mağdurunu stüdyoda podyuma çıkarmak değil, kapalı kapılar ardında tedavi etmek gerekir. Eğer biri bunu televizyonda alkışlatıyorsa, o artık terapist değil, pornografik kültürün propaganda memurudur.”
“Utanma duygusu öldürülüyor, toplum çöküşe sürükleniyor”
Açıklamasında, Psikologlar Derneği ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na çağrıda bulunan Çeri, bu süreci “bilinçli bir normalleştirme operasyonu” olarak nitelendirerek şu ifadeleri kullandı:
“Unutulmamalı ki yalnızca insana özgü olan utanma duygusunu öldürmek istiyorlar. O yüzden çağrım net: Utancı yeniden diriltelim. Çünkü bir toplum, utanç duygusunu yitirdiği gün, gerçekten çöker.”




