Kassam Tugayları'nın öne çıkan komutanlarını şehit düşürdüğünü açıklaması ve eş zamanlı olarak yeni askeri sözcüsünün ilk kez kamuoyunun karşısına çıkması, askeri alanda önemli mesajlar içerdi. Bu adımın yalnızca bir kayıp ilanı olmadığını belirten askeri uzman Tümgeneral Fayiz ed-Duveyri, gelişmenin Kassam'ın örgütsel yapısı ve sürekliliğine dair güçlü işaretler taşıdığını söyledi.
Gazze'deki askeri tabloyu değerlendiren ed-Duveyri, Kassam Tugayları'nın bireylere bağlı değil, kurumsal bir sistemle hareket ettiğini vurgulayarak, "Liderler hangi konumda olursa olsun şehit edilse bile bu durum ne çalışmayı durdurur ne de örgütsel yapıyı çökertir." dedi.
Ed-Duveyri, Kassam'ın yeni sözcüsünün görünüm, beden dili ve üslup bakımından önceki sözcüyle neredeyse aynı şekilde sahneye çıkmasının bilinçli bir mesaj taşıdığını ifade etti. Buna göre "Ebu Ubeyde" bir kişiden ziyade bir kurumu temsil ediyor ve bu kurum, şehit edilen liderlerin ardından yeni komutanlar yetiştirme kapasitesine sahip.
Kassam Tugayları, pazartesi günü yaptığı açıklamada, Genelkurmay Başkanı Muhammed es-Sinvar'ın yanı sıra askeri sözcü Ebu Ubeyde ve önde gelen komutanlardan Muhammed Şebane, Raid Saad ve Hikmet el-İsa'nın, siyonist rejimin Gazze'de yürüttüğü soykırım savaşı sırasında şehit düştüğünü duyurmuştu. Bu açıklama, yeni sözcünün ilk görüntülü konuşmasında yapıldı.
Askeri dengelere ilişkin değerlendirmesinde ed-Duveyri, Kassam'ın imkanları ile siyonist rejimin devasa askeri gücünü klasik denge mantığıyla kıyaslamanın yanlış olduğunu belirtti. "Dünya güç hukuku ile değil, hukukun gücüyle yönetiliyor" diyen ed-Duveyri, niceliksel karşılaştırmaların doğal olarak işgalcilerin lehine sonuç verdiğini, ancak bunun sahadaki direnişi açıklamaya yetmediğini kaydetti.
Buna rağmen Kassam'ın sınırlı imkanlarla yaklaşık iki yıl süren bir çatışmayı sürdürebildiğine dikkat çeken ed-Duveyri, birçok Arap ordusunun başaramadığını direnişin sahada başardığını söyledi.
Silah stoklarına dair değerlendirmesinde ise ed-Duveyri, roket atışlarının ilk dönemlere kıyasla azaldığını, çatışmanın ilerleyen aşamalarında tanksavar mühimmatları ve ardından patlayıcı düzeneklere ağırlık verildiğini aktardı. Bu durumun, uzun süren savaşın stoklar üzerinde aşındırıcı etkisi olduğunu gösterdiğini, ancak tamamen tükendiği anlamına gelmediğini ifade etti.
Direnişin silahsızlandırılması yönündeki tartışmalara da değinen ed-Duveyri, işgal altındaki bir halkın direnişinin "terör" olarak nitelendirilemeyeceğini vurguladı. Kassam'ın bazı askeri kapasitesinde azalma yaşansa da mücadeleyi sürdürebilecek imkanlara hâlâ sahip olduğunu dile getirdi.
Öte yandan Gazze'deki ağır insani tabloya dikkat çeken ed-Duveyri, Kassam'ın ateşkes vurgusunun askeri zayıflıktan değil, sivil halkın çektiği büyük acıların farkında olunmasından kaynaklandığını söyledi.
Ed-Duveyri değerlendirmesini, "Direnişi yok etme hesabı tarihin derslerini görmezden geliyor. Direniş bir fikirdir ve fikirler yenilmez" sözleriyle tamamladı.





