Trump, ABD’nin dini özgürlüklerin korunması konusunda küresel ölçekte sorumluluk taşıdığını söyledi, “Hristiyanlar ya da benzeri herhangi bir grup Nijerya’da olduğu gibi katlediliyorsa, bir şeyler yapılmak zorunda. Amerika Birleşik Devletleri, bu tür vahşetler yaşanırken seyirci kalamaz” dedi.
Trump gerçekte ne istiyor?
Resmî söylemler dini özgürlük ve güvenlik ekseninde şekillense de, Trump yönetiminin asıl hedefi Nijerya'nın stratejik kaynakları.
Nijerya, Afrika’nın en büyük petrol üreticilerinden biri. Ayrıca nadir toprak elementleri ve doğal gaz gibi enerji ve teknoloji sektörleri için kritik öneme sahip kaynaklara sahip. Koltan, tantalit, niyobyum gibi kritik mineraller; teknoloji ve savunma sanayiinde vazgeçilmez.
Altın, çinko, kurşun, kömür, demir cevheri; hem yerli tüketim hem ihracat için stratejik değerde.
Kakao, susam, pamuk, yer fıstığı; büyük tarım arazileriyle gıda ihracatı potansiyeli yüksek.
Ekonomik nüfuz en önemli faktör. ABD, Çin ve Rusya gibi aktörlerin Afrika’da artan etkisini dengelemek istiyor. Nijerya bu mücadelede merkezî önemde.
Trump ayrıca "Hristiyanlara saldırı" söylemi üzerinden Nijerya’ya yönelik yaptırımları meşrulaştırmak ve bu yaptırımları pazarlık aracı olarak kullanmak istiyor.
Küresel Rekabet de var
Nijerya'nın birçok ülkeyle stratejik ilişkisi arttı. ABD'nin rakipleriyle olan ekonomik ilişki hedefe girmesinde etkili
Çin: Altyapı yatırımları, maden çıkarma projeleri ve enerji tesisleri kurarak Nijerya ile çok yönlü iş birliği kurdu.
ABD: Enerji şirketleri (ExxonMobil, Chevron, Shell) uzun süredir ülkede aktif. Çin'in etkisini dengelemek istiyor.
Rusya: Savunma sanayi, silah ticareti ve enerji alanında yakınlaşma çabasında.
Türkiye: Özellikle savunma (SİHA ihracatı), tarım ve eğitim alanlarında iş birliğini artırıyor.
ABD'nin Stratejisi
ABD, Nijerya'nın kaynaklarına doğrudan el koymak yerine, bu kaynaklara dolaylı yollardan erişim stratejisi izliyor
Çok Uluslu Şirketler Üzerinden Kontrol: ExxonMobil, Chevron gibi ABD merkezli enerji devleri, Nijerya'daki petrol sahalarında uzun vadeli sözleşmelere ve ayrıcalıklı imtiyazlara sahiptir. Bu şirketler, Nijerya'nın enerji gelirlerinin önemli bir kısmını ülke dışına taşıyacak şekilde yapılandırıldı.
Yatırım ve yardım karşılığında erişim. ABD, kalkınma yardımları, askeri eğitim programları ve borç anlaşmaları gibi yöntemlerle Nijerya’ya ekonomik bağımlılık yaratarak kaynak projelerinde öncelik elde ediyor.
Nijerya’nın kuzeyinde faaliyet gösteren radikal gruplar gerekçe gösterilerek ülkeye askeri ekipman, istihbarat desteği ve eğitim sağlanmakta; karşılığında enerji ve maden sektöründe anlaşmalar teşvik ediliyor.
Trump’ın tehdidinin nedeni: Ne elde edilemedi?
Trump döneminde ABD, Nijerya ile enerji ve teknoloji alanlarında daha derin bağlar kurmak, Çin’e verilen bazı stratejik madencilik ve altyapı projelerini kendi şirketlerine yönlendirmek istedi. Ancak Nijerya yönetimi, özellikle nadir toprak elementleri ve enerji altyapısı konusunda Çin ile yaptığı uzun vadeli anlaşmalardan geri adım atmadı. Bunun yanında savunma teknolojilerinde Türkiye ve Rusya ile yapılan anlaşmalar da Washington’ın beklentilerinin dışına çıktı. ABD, bu gelişmeleri "Batı’dan uzaklaşma" olarak değerlendirerek Nijerya’ya yönelik söylemsel ve diplomatik baskıyı artırdı. Trump’ın dini özgürlük vurgusu altında verdiği mesaj, aslında bu ekonomik ve jeopolitik kayıpların ardından gelen bir uyarı.





