ABD doğumlu Lübnan asıllı ve Chicago Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Bölüm Başkanı olan Dr. Muhammed Beydoun ve ekibi, iki yaşındaki bir çocuğun neredeyse tamamen omurgasından ayrılan başını tekrar yerine sabitlemeyi başardı. Bu operasyon, modern tıp tarihinde en karmaşık cerrahi müdahalelerden biri olarak değerlendiriliyor.
Dr. Beydoun, yaptığı açıklamada, “Hikâye, iki yaşındaki Amerikalı çocuk Oliver Stubb’ın ailesiyle birlikte ABD’den Meksika’ya yaptığı seyahat sırasında meydana gelen korkunç bir trafik kazasıyla başladı. Aile kazayı hafif yaralarla atlattı, ancak çocuk kafatası ile omurgası arasındaki neredeyse tamamen ayrılma anlamına gelen ve tıpta çok nadir rastlanan Atlanto-Occipital Dislokasyon teşhisiyle ölümcül bir şekilde yaralandı” dedi.
Beydoun şöyle devam etti: “Bu tür vakalar genellikle omuriliğin yırtılması ve beyin ile vücut arasındaki sinir sinyallerinin kopması nedeniyle anında ölüme yol açar. Hayatta kalan nadir vakalarda ise genellikle tam felç veya solunum durması görülür.”
Çocuk, Chicago Üniversitesi’ne bağlı Comer Çocuk Hastanesi’ne sevk edildi ve Dr. Beydoun, nöroşirürji bölümü başkanı ve ABD’de beyin ve omurilik cerrahisinde önde gelen uzmanlardan biri olarak müdahale için çağrıldı.
“Çocuğun kurtulma şansı yok denecek kadar azdı. Daha önce vakayı değerlendiren doktorlar, yaşama ihtimalinin sıfır olduğunu ve en iyi seçeneğin yaşam destek cihazlarının kapatılarak organlarının bağışlanması olduğunu söylediler. Ama ben başka bir şey gördüm,” diyen Beydoun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben iki çocuk babasıyım. Bu çocuğu kendi evladım gibi gördüm. Böyle anlarda olasılıkları değil, hayatı kurtarma şansını düşünürsünüz. Tıp sadece bir bilim değil, aynı zamanda insani bir misyondur.”
Bu inançla mücadeleye karar verdiğini belirten Beydoun, farklı uzmanlıklardan nöroşirürjiyenler, ortopedistler ve yoğun bakım uzmanlarından oluşan çok disiplinli bir ekip kurduğunu ve bu zorlu duruma rağmen çocuğu kurtarma planı yaptıklarını söyledi. Ekipte iki Lübnanlı doktor daha yer aldı.
Ayrıntılı hazırlıklar, nörolojik testler ve 3D görüntülemelerin ardından Oliver, saatler süren iki ardışık ameliyata alındı.
Ameliyatın temel hedefi, kafatasını omurgaya sabitlemek ve hassas sinirler üzerindeki baskıyı azaltmaktı. Beydoun, mikroskobik cerrahi aletler ve gelişmiş iç omurga sabitleme teknikleri kullandıklarını belirtti.
“Her yanlış hareket çocuğun anında ölümüne neden olabilirdi. Bu yüzden olağanüstü dikkat ve ekip içi tam bir uyum gerekiyordu,” diyen Beydoun, operasyonun zorluklarını aktardı.
İlk ameliyattan sonra çocuk yoğun bakımda suni komaya alındı. Sonraki günlerde kalp durması ve nöbetler gibi ciddi komplikasyonlar yaşansa da, ekip vazgeçmedi. “Tüm tıbbi istatistikler aleyhimizeydi ama biz umudu kaybetmedik,” dedi Beydoun.
Zamanla Oliver’ın durumu yavaş yavaş iyileşmeye başladı; önce sinirsel uyarılara tepki verdi, ardından uzuvlarını hareket ettirmeye başladı.




