Ankara Keçiören’de 22 yaşındaki Hakan Çakır, kız kardeşine sözlü tacizde bulunan grupla tartışmasının ardından çalıştığı çiğköfteci dükkânında defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Saldırının faillerinden birinin 14, diğerinin 17 yaşında olduğu ortaya çıkarken, baba ve üç kardeş de tutuklandı. Cinayet, yalnızca bir mahalle kavgası değil, Türkiye’de çocukların suça sürüklenmesi, suç örgütlerinin gençleri kullanması ve sosyal medyanın şiddeti normalleştiren dili üzerine büyük bir tartışma başlattı.
Ortaya çıkan yeni görüntüler, saldırgan grubun daha önce bir kişinin kulağını kestiğini ve bu vahşeti sosyal medyada paylaştığını gösterdi. Yine aynı grubun düğün sonrası kılıçlı bıçaklı görüntüleri ortaya çıktı. Olaydan sonra sosyal medyada yapılan bazı paylaşımlarda, Hakan Çakır’ın mezarının tahrip edileceği yönünde tehditler savruldu. Zanlı ailenin sosyal medya hesaplarında uzun namlulu silah, tabanca ve kesici aletlerle verdikleri pozların paylaşılması da infiali artırdı.
Kamuoyunda cinayet, İstanbul Kadıköy’de 14 yaşındaki Ahmet Minguzzi’nin öldürülmesiyle benzerlikleri nedeniyle “ikinci Minguzzi olayı” olarak anılmaya başlandı. Hatırlanacağı üzere, Minguzzi cinayetinde de failler 15 ve 16 yaşındaydı, mezarına saldırı tehdidi yapılmış, ailesi hedef alınmıştı. Ankara’daki olay da çocuk faillerin ağır şiddet suçlarında nasıl kolayca kullanılabildiğini gözler önüne serdi.
SOSYAL MEDYADAN AVLIYORLAR
Uzmanlara göre sosyal medya, bu süreçte kritik bir rol oynuyor. TikTok ve X gibi platformlarda dolaşıma sokulan videolar, silahların, bıçakların ve “çete estetiği”nin gençler arasında normalleşmesine yol açıyor. Algoritmalar sayesinde milyonlara ulaşan bu içerikler, özellikle çocukların zihninde şiddeti cazip ve meşru hale getiriyor. Böylece “suça sürüklenen çocuk” kavramı, bireysel sorun olmaktan çıkıp örgütlü bir yapı haline geliyor.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, art arda yaşanan bu cinayetlerin ardından Türk Ceza Kanunu’nun 31. maddesini gündeme getirdi. Çocuk failler için uygulanan ceza indirimlerinin gözden geçirileceğini belirten Tunç, yeni yasama döneminde daha caydırıcı düzenlemelerin Meclis’e sunulacağını açıkladı. Bakan Tunç’un ifadesiyle, özellikle 18 yaş altı faillerin karıştığı şiddet olayları “artık üzerinde titizlikle durulması gereken bir konu” haline geldi.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun verileri de bu tabloyu destekliyor. 2023–2024 döneminde “suça sürüklenen çocuk” sayısı yüzde 9,8 artış gösterdi. Bu artış, şiddet ve asayiş suçlarında keskin bir yükselişe işaret ederken, toplumsal endişeyi büyüttü. Vatandaşların büyük kısmı, mevcut ceza indirimlerinin suç örgütleri tarafından çocukları kullanmak için fırsata çevrildiğini savunuyor.
Sonuçta Hakan Çakır cinayeti, sadece bir gencin vahşi biçimde hayattan koparılması değil; aynı zamanda Türkiye’de çocuk suçluluğunun nasıl örgütlü şiddetle birleştiğini, sosyal medyanın bu şiddeti nasıl parlatıp yaydığını ve mevcut hukuk düzeninin caydırıcılıktan ne kadar uzak kaldığını gözler önüne serdi. Hem cezaların artırılması hem de gençleri koruyacak sosyal politikaların geliştirilmesi artık ertelenemez bir zorunluluk olarak gündemin merkezine oturdu.




