Soykırımcı israilin Kıbrıs’taki varlığı ve etkisi giderek artarken, bu durum hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) hem de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde siyasî ve güvenlik dengelerini yeniden şekillendiriyor. KKTC Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler ile mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın açıklamaları, son dönemde bölgede dikkat çeken gelişmeleri bir kez daha gündeme taşıdı.
Radyo Sputnik’te Ceyda Karan’a konuşan Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, son dönemde yaşanan İran-israil gerginliği sırasında yaklaşık 15 bin İsrailli'nin Kıbrıs'a geldiğini belirterek şunları söyledi:
“Bugün Kıbrıs, Filistinlilerin değil israillilerin geldiği yer oldu. İran savaşı sırasında 15 bine yakın israilli geldi. Kuzey Kıbrıs'a ise paravan şirketler üzerinden giriş yaptılar. Bu şirketlerin tamamı israil vatandaşlarına ait.”
Hasgüler, bu paravan yapılar aracılığıyla kıyı bölgelerinde gayrimenkul alımları ve inşaat faaliyetleri yürütüldüğünü vurguladı.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da yaptığı açıklamada, uluslararası çevrelerden gelen baskılara dikkat çekerek, kendisinin Türkiye ile birlikte bölgede dik duruş sergilediğini ve bu yüzden hedef alındığını savundu:
“Tel Aviv ve Atina, beni ülkenin başında görmek istemiyor. Çünkü Türkiye ile birlikte onların oyunlarını bozuyorum.”
Soykırımcı israilin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) üzerindeki etkisi ise son yıllarda daha görünür hale geldi. Rum Savunma Bakanı Vasilis Palmas, israilin Güney Kıbrıs'taki askerî üsleri kullanmada ayrıcalıklı konumda olduğunu ifade ederek şu dikkat çekici sözleri kullandı:
“Yunanlılar kardeşimiz olabilir ama israil bizim komşumuzdur. israilliler tamamen yanı başımızdadır. Üç dakika içinde Kıbrıs’a gelebilirler.”
Son olarak israil, Rum yönetimi tarafından ilan edilen münhasır ekonomik bölgeyi (MEB) koruma gerekçesiyle Barak MX hava savunma sistemini Güney Kıbrıs’a konuşlandırdı. israilin güvenlik gerekçeleriyle sivil hava trafiğini ve havalimanlarını kontrol ettiği, geçmişte Mossad’ın GKRY’de aktif görev yaptığı da biliniyor.



