Sinir Halinde Boşanma ve Fıkhi Hükümler

İslam fıkhına göre, sinir halinde verilen boşanma kararları üç farklı durum altında değerlendirilir:

Kişi Çok Sinirli, Ne Dediğini Bilmiyor:
Bu durumda olan kişi, fakihlerin ittifakıyla aklı yerinde olmayan (mecnun) kimse gibidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Zorlama altında ne boşama olabilir, ne de (köle) âzad etmek” buyurmuştur (Ebu Dâvud, Talâk 8, No: 2193; Ahmed Bin Hanbel, el-Müsned, XXXXIII, 378, No: 26360). Fakihler, bu kişinin sinir nedeniyle iradesini kaybettiğini ve hadiste geçen “zorlama altında” kategorisine girdiğini belirtir. Bu nedenle, bu halde söylenen boşama sözleri geçersizdir ve talak gerçekleşmez.


Sinirli Ama Ne Dediğini Biliyor:
Eğer kişi sinirli olsa da söylediklerinin farkındaysa ve bilinçli bir şekilde boşama sözünü sarf etmişse, bu durumda talak geçerli sayılır. Fıkha göre, bu kişinin eşi kendisinden boşanmış olur. İslam hukukunda, bilerek ve iradeyle söylenen boşama sözleri, sinirli olma durumundan bağımsız olarak bağlayıcıdır.


Sinirli, Ne Dediğini Biliyor Ama Pişman Oluyor:
Kişi sinir anında ne dediğini bilerek boşama sözü söylemiş, ancak siniri geçtikten sonra pişman olmuş ve kararının yanlış olduğunu düşünüyorsa, bu durumda farklı görüşler ortaya çıkıyor:

  • Çoğunluk Görüşü (Dört Mezhep): Hanefi, Maliki, Şafii ve Hanbeli mezheplerine göre, bu durumda talak geçerlidir ve boşanma gerçekleşir. Çünkü kişi, bilinçli bir şekilde boşama sözünü sarf etmiştir.

  • İbn Teymiyye ve İbn Kayyim Görüşü: İbn Teymiyye ve öğrencisi İbn Kayyim, sinir halinde verilen boşanmanın, kişi pişmanlık duyuyorsa geçerli olmayacağını savunur (İbn Kayyim, İğasetü'l-Lehfân fî Hükmi Talâki'l-Ğadbân, s. 47-48). Bu görüş, son dönemde bazı çağdaş alimler tarafından da benimsenmiştir.

  • Modern Uygulamalar: Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Suriye ve bazı Körfez ülkelerinin aile hukukuna ilişkin kanunları, bu görüşü esas alarak sinir halinde verilen boşanmanın geçersiz sayılabileceği yönünde düzenlemeler içermektedir.

Muhabir: FURKAN ASLAN