Hiroşima Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, stevia bitkisinin, muz yapraklarından elde edilen belirli bakterilerle fermente edildiğinde, pankreas kanseri hücrelerini öldürürken sağlıklı böbrek hücrelerine zarar vermediğini keşfetti. Bu mikrobiyal biyotransformasyon işlemi, bitkinin doğal özelliklerini geliştirerek klorojenik asit metil ester (CAME) adı verilen güçlü bir bileşik oluşturuyor. Fermente edilmiş stevia özütü, laboratuvar testlerinde önemli düzeyde kanserle savaşma potansiyeli gösterdi ve probiyotik temelli kanser tedavileri için yeni bir yön oluşturabilir.
Stevia, sadece kalorisiz bir şeker alternatifi olmaktan çok daha fazlasını sunabilir. Hiroşima Üniversitesi bilim insanları, muz yapraklarından elde edilen bakterilerle fermente edilen stevia özütünün, pankreas kanseri hücrelerini öldürürken sağlıklı böbrek hücrelerine zarar vermediğini belirledi.
Çalışmanın sonuçları International Journal of Molecular Sciences adlı dergide yayımlandı.
“Dünya genelinde pankreas kanserinin görülme ve ölüm oranları artmaya devam ediyor. Beş yıllık sağkalım oranı %10’un altında,” diyor çalışmanın ortak yazarı, Hiroşima Üniversitesi Biyomedikal ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü Proaktif Tıp Probiyotik Bilimi Bölümü’nden Doç. Dr. Narandalai Danshiitsoodol.
“Pankreas kanseri oldukça invazivdir ve hızla yayılır; cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi gibi mevcut tedavilere karşı dirençlidir. Bu nedenle, özellikle tıbbi bitkilerden türetilen yeni ve etkili anti-kanser bileşiklerin keşfedilmesi acil bir ihtiyaçtır.”
Daha önceki araştırmalar, stevia yaprağı özütünün kanserle savaşmaya yardımcı olabileceğini öne sürmüştü, ancak bu etkili bileşenlerin tam olarak belirlenmesi zordu. Danshiitsoodol, fermantasyonun stevia özütünün yapısını değiştirerek yeni biyolojik olarak aktif metabolitlerin oluşmasını sağladığını açıkladı.




