Beyinde amigdala adı verilen küçük bir bölge, duygusal bilgilerin işlenmesinden büyük ölçüde sorumludur ve bu bölge rüya sırasında oldukça aktiftir. Buna karşılık, planlama ve strateji geliştirmeye yardımcı olan ön beyin korteksi rüya sırasında daha sakin kalır.

Rüyalar, bilinçli farkındalığın inanılmaz bir hâlidir. Uyurken beyniniz, hiçbir bilinçli müdahaleniz olmadan, görsel açıdan zengin, tuhaf ve hayali hikâyeler oluşturur.

Bazı rüyalar sıkıcı olabilir. Ama bazıları şok edici olaylar ya da muazzam görüntüler sunar. Örneğin:

"Sık sık, dik yürüyen, sarı gömlek giyen ve güneş gözlüğü takan timsahlar gördüğüm rüyalar görürüm. Genellikle dost canlısıdırlar ve benimle maceralara atılırlar, ama bazen saldırganlaşır ve beni kovalarlar."

Peki rüyalar neden bu kadar büyüleyici olabilir?
Beynin rüya sırasındaki işleyişi, rüyaların neden bu kadar ilginç olduğunu açıklar. Amigdala, duygularla ilgili bilgileri işlerken çok aktiftir. Öte yandan, mantıklı düşünme ve planlamadan sorumlu olan ön korteks, rüya sırasında daha az aktiftir. Bu yüzden rüyalarınızda bir sahneden diğerine geçerken mantık aramazsınız. Sanki dümen olmadan duygusal bir dalgada sürüklenirsiniz.

Rüyalar çok duygusal, hatta bazen korkutucu olabilir. Ama aynı zamanda son derece eğlenceli de olabilir. Hatta bazen öyle tatlı bir rüya görürsünüz ki, uyanınca bunun gerçek olmadığını fark ettiğinizde hayal kırıklığı yaşarsınız.

Rüyalarınızda renkler canlı mı?
Belki rüyanızda Candy Crush oynadınız ve kırmızı, mor, sarı şekerlerin parlaklığını hatırlıyorsunuz.

Nörobilimciler, insanların yaklaşık %70 ila %80’inin renkli rüyalar gördüğünü belirtiyor. Ama bu oran muhtemelen daha yüksek; çünkü bilim insanları rüya gören kişinin ne gördüğünü doğrudan gözlemleyemez. Ellerindeki tek bilgi, kişinin rüyasını hatırlayıp anlatmasıdır.

Laboratuvarda rüya çalışmaları
Rüyaları incelemek için araştırmacılar, katılımcıların bir laboratuvarda uyumasını ister. Ardından onları uykuları sırasında uyandırır ve o anda ne düşündüklerini sorarlar. Bu yöntem ilkel gibi görünse de oldukça etkilidir.

Peki bilim insanları birinin rüya gördüğünü nasıl anlar?
Rüyalar uykunun her evresinde olabilir, ama araştırmalar, en çok REM (Hızlı Göz Hareketi) uykusu sırasında görüldüğünü gösteriyor. Bilim insanları REM uykusunu, beyin aktivitesini ve göz hareketlerini ölçen bir cihaz olan elektroensefalografi (EEG) ile tespit eder. Bu cihaz, kafa derisine yerleştirilen küçük elektrotlarla beyin dalgalarını kaydeder.

REM sırasında, gözler hızla sağa sola hareket eder. Bu, rüya gören kişinin rüyasında etrafına bakındığını gösterir.

Araştırmacılar, bu anda katılımcıyı uyandırır. Çünkü rüyalar çok hızlı silinir. Bu yüzden katılımcıya “az önce ne rüya gördünüz?” demek yerine, “şu anda ne düşünüyordunuz?” diye sorulur. Böylece kişi rüyayı analiz etmeden, doğrudan ve taze bir şekilde yanıt verir – çünkü birkaç saniye sonra her şey unutulabilir.

Muhabir: Mehmet Yaman