Hollanda, OECD ülkeleri arasında en yüksek yarı zamanlı çalışma oranına sahip ülke. Çalışma çağındaki bireyler için haftalık ortalama çalışma süresi 32,1 saat. Bu süre AB’nin en kısa haftalık ortalaması. Üstelik yalnızca yarı zamanlı çalışanlar değil, tam zamanlı çalışanlar da iş saatlerini çoğunlukla dört güne sıkıştırarak kullanıyor.

ING Bank ekonomisti Bert Colijn’in ifadesiyle: “Dört günlük çalışma haftası çok yaygın hale geldi. Ben beş gün çalışıyorum ve bazen beş gün çalıştığım için yadırganıyorum.”

Ekonomi güçlü

Kısa çalışma saatleri Hollanda’yı ekonomik açıdan zayıflatmadı. Aksine:

Kişi başına düşen GSYİH Avrupa’nın en yükseklerinden biri.

İstihdam oranı %82, yani toplumun büyük bir kısmı iş gücüne katılıyor.

Saat başına verimlilik yüksek olduğu için toplam üretim gücü güçlü kalıyor.

İnsanlar geç yaşta emekli oluyor, yani iş gücüne katılım ömrü uzuyor.

Hollanda kadın istihdamında Avrupa’nın zirvesinde. Çalışma hayatı ile aile sorumlulukları arasında denge sağlanınca, Hollanda çocukları da dünyanın en mutlu çocukları arasında gösteriliyor.

Türkiye’de “kadınlara esnek çalışma” denildiğinde, sanki onların iş hayatından koparılması isteniyormuş gibi algı operasyonu yapılıyor. Oysa Hollanda’nın gösterdiği gibi, doğru tasarlanmış esnek modeller, kadınların toplumda daha güçlü bir rol oynamasını sağlıyor.

Muhabir: Hamza Durmaz