Ankara’da ANFİDAP öncülüğünde “Anadolu’dan Meclis’e, Meclis’ten Gazze’ye; Gazze’ye İnsani Koridor” temasıyla gerçekleştirilen yürüyüşte Türkiye’nin dört bir yanından gelen on binler, Gazze’deki soykırımın durdurulması ve aç bırakılan sivillere acil insani yardım ulaştırılması talebiyle Meclis önünde toplandı. Yürüyüşe HÜDA PAR Milletvekilleri Şahzade Demir, Serkan Ramanlı, Faruk Dinç ve diğer HÜDA PAR yetkilileri de katıldı.

Yürüyüş, Kocatepe Camii önünden başladı. Anadolu’nun farklı illerinden gelen sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar tekbirler eşliğinde Meclis’e yürüdü. Kalabalık, pankartlar ve Gazze’deki açlığa dikkat çeken dövizler taşıdı.
Meclis önünde yapılan konuşmada Gazze’deki açlık ve kuşatma karşısında sessiz kalınamayacağı vurgulandı:
“Bizler Anadolu’nun dört bir yanından, Türkiye’nin merkezine Gazze için toplandık. Çanakkale’de saf tutanların, Fatih’in, Selahaddin’in torunlarıyız. 15 Temmuz’da tankların karşısına dikilenleriz. Bugün buradayız; artık yeter demek, sabır taşının çatladığını haykırmak için buradayız.”

Konuşmada, Cumhurbaşkanı ve devlet yöneticilerinin israilin soykırımcı bir terör devleti olduğunu ilan eden söylemlerinin önemli olduğu, ancak artık sözün yetmediği ifade edildi:
“Bekledik ki o soykırımcı devletin büyükelçisi kovulsun, tüm diplomatik ilişkiler kesilsin, israile bir damla petrol akmasın, Kürecik’teki gözleri kör edilsin, çifte vatandaş soykırımcılar sınır dışı edilsin… Ama artık bekleyecek zaman kalmadı. Bugün tek talep için buradayız: Hemen, bir dakika bile beklemeden Gazze’ye insani yardım koridoru açılmalı!”
Yöneticilere açık çağrı yapıldı:
“Denizden donanmamız eşliğinde gemilere yol verin; biz millet olarak gemileri dolduralım. Karadan bir yol açın; yardımı sırtımızda taşırız. Her dakika yeni bir masum açlıktan ölüyor. Bu, din gününde hepimizin hesabını vereceği bir mesele.”

Konuşmada, Gazze’deki açlığın doğal bir kıtlık değil, israilin kasıtlı olarak yardımı engellemesi sonucu ortaya çıkan toplu katliam yöntemi olduğu vurgulandı:
“Gazze’de iki milyon insan, bütün dünyanın gözü önünde açlıkla katlediliyor. Bu mutlak kötülüğü ortadan kaldırmak farzın üstünde bir farzdır.”
Konuşmacı, Gazze’nin Kerbela ve Endülüs’le aynı acı sembolleri taşıdığını belirterek, Filistin direnişinin teslim olmayacağını söyledi:
“Ey Kerbela’ya ağıt yakanlar, ey Endülüs’e hayıflananlar! Bugün Kerbela Gazze’dir, Endülüs Gazze’dir. Onurumuzun sınavını Gazze’de veriyoruz. Kassam asla diz çökmeyecek, işgalci İsrail’e diz çöktürecek. Şehadeti şeref bilen bir toplum asla kaybetmez.”

Konuşma, Peygamber Efendimizin “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” ve “Kötülük gören onu eliyle değiştirsin…” hadisleri hatırlatılarak tamamlandı:
“Bu kötülüğü ortadan kaldırmak herkesin vazifesidir. Katil israile buğzediyoruz, işgalci siyonizmi insanlığın en büyük düşmanı ilan ediyoruz. Hemen, bir dakika bile ertelemeden Gazze’ye insani koridor istiyoruz. Devlet olarak atacağınız her adımda millet olarak arkanızda olacağız.”





