Nijerya, bir yandan Afrika'nın en büyük ekonomilerinden biri olarak bölgesel güç rolünü üstlenirken, diğer yandan saldırılar, etnik çatışmalar ve ekonomik eşitsizliklerle boğuşuyor. Bu karmaşık denklemde, ABD’nin artan askeri, ekonomik ve diplomatik faaliyetleri, ülkede görünmeyen ama etkili bir güç olarak yükseliyor. Terörle mücadele gerekçesiyle derinleşen iş birlikleri, enerji yatırımları ve kalkınma projeleriyle Washington, yalnızca Nijerya’nın değil, tüm Batı Afrika’nın güvenlik mimarisinde belirleyici bir rol oynuyor.
Sahada Çeşitli Yapılar Mevcut: Boko Haram
2002 yılında Muhammed Yusuf tarafından kurulan Boko Haram, 2009’dan itibaren silahlı isyan boyutuna geçen eylemleriyle Nijerya tarihinin en büyük örgütlerinden biri haline geldi. Grup, özellikle kuzeydoğu bölgelerinde, Borno, Yobe ve Adamawa eyaletlerinde geniş bir hakimiyet alanı kurdu.
Örgütün en çok ses getiren eylemlerinden biri, 2014 yılında Chibok kentinde 276 kız öğrenciyi kaçırmasıydı. Saldırılar genellikle köy baskınları, intihar bombacıları ve askeri konvoylara düzenlenen pusular şeklinde gerçekleşiyor. Son olarak Ekim 2025’te Borno eyaletinde bir ordu konvoyuna düzenlenen saldırıda 7 Nijeryalı asker hayatını kaybetti. Eylül ayında ise Darul Jamal köyüne yapılan gece baskınında 60 kişi öldürüldü, yüzlerce kişi evlerinden kaçtı. Örgüt 2015 yılında DAİŞ'e biat etti ancak daha sonra bir bölünme gerçekleşti. Yine de biatını kullanıyor.
Boko Haram’ın DAİŞ'E Biati ve Ayrışma Süreci
2015 yılında, Boko Haram'ın o dönemki lideri Abubakar Shekau, örgütün DAİŞ'e biat ettiğini ilan etti ve grup kendisini "Batı Afrika Eyaleti İslam Devleti" (ISWAP) olarak yeniden adlandırdı.
Ancak bu gelişme, örgüt içerisinde fikir ayrılıklarını beraberinde getirdi. Özellikle Shekau’nun bazı taktikleri DAİŞ'in merkez komutasının tepkisini çekti.
2016 yılında, DAİŞ merkez komutası, Boko Haram içindeki daha pragmatik ve askeri strateji odaklı bir kanadı destekleyerek Shekau’yu liderlikten uzaklaştırdı ve Abu Musab al-Barnawi’yi ISWAP lideri olarak tanıdı. Böylece örgüt resmen ikiye bölündü.
Boko Haram (Shekau grubu): Hâlen kendi ideolojik çizgisini sürdüren ama geçmişteki DAİŞ'e de biatini kullanan yapı. 2021’de Shekau’nun ölümüyle zayıflasa da hâlâ faaliyet gösteriyor.
ISWAP (Barnawi grubu): DAİŞ'in Batı Afrika’daki resmî kolu olarak tanınıyor. Daha organize ve stratejik hareket eden bu grup, özellikle askeri hedeflere odaklanıyor.
ISWAP: DAİŞ'E Bağlı Daha “Stratejik” Bir Yapı
2016 yılında Boko Haram’ın liderlik çatışmaları sonucunda ayrılan bir grup tarafından kurulan ISWAP (Batı Afrika Eyaleti İslam Devleti), DAİŞ'e biat ederek bölgedeki hareketlerin bir parçası haline geldi. ISWAP, Boko Haram’a kıyasla daha “seçici” davranmasıyla tanınıyor ve çoğunlukla güvenlik güçlerini hedef alıyor.
2025 yılı boyunca ISWAP, Yobe ve Borno bölgelerinde sık sık ordu üslerine yönelik baskınlar gerçekleştirdi. Ağustos ayında motosikletli militanlar tarafından bir "süper kamp"a düzenlenen saldırı sonrası ağır çatışmalar yaşandı. Eylül ayında Nijerya ordusu tarafından düzenlenen operasyonlarda 11 ISWAP militanı öldürüldü. ISWAP’ın hedefleri arasında sadece askeri varlıklar değil, aynı zamanda enerji altyapısı da bulunuyor. Özellikle boru hatlarına yönelik sabotajlar düzenliyor.
El Kaide de Sahaya Çıktı-JNIM
Sahel bölgesinde aktif olan El Kaide bağlantılı Cemaat Nusrat el-İslam vel-Müslimin (JNIM), Mali ve Burkina Faso’da yürüttüğü faaliyetlerin ardından 2025 itibarıyla Nijerya topraklarında ilk defa saldırı düzenledi. Ekim ayında gerçekleştirilen ve bir askerin hayatını kaybettiği bu saldırı, örgütün Nijerya’daki varlığını resmen ilan ettiği ilk olay olarak kayıtlara geçti.
Çoban-Çiftçi Çatışmaları
Nijerya’da yıllardır süren çoban-çiftçi çatışmaları, ülkenin ortasında ve kuzey bölgelerinde binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan, ancak uluslararası düzeyde genellikle göz ardı edilen bir kriz. Göçebe hayat süren Fulani çobanlar, iklim değişikliği nedeniyle geleneksel otlak alanlarını kaybettikçe, tarım bölgelerine doğru göç etmeye başladı. Bu durum, yerleşik tarımcı topluluklarla kaynak rekabetini ve toprak sahipliği tartışmalarını körükledi. Hayvanların mahsullere zarar vermesi, çiftçilerin silahlanarak karşılık vermesi ve devletin bu ihtilafa çözüm sunmakta yetersiz kalması çatışmaları daha da büyüttü.
Bu çatışmaların yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda etnik ve dini boyutları da bulunuyor. Çoğunlukla Müslüman olan Fulani çobanlar ile Hristiyan kökenli çiftçiler arasında yaşanan gerginlikler, savaşçı grupların da müdahil olmasıyla etnik temizlik suçlamalarına kadar uzanıyor. Örneğin, bazı bölgelerde Fulani çobanlarının saldırıları Boko Haram ya da ISWAP gibi grupların saldırılarıyla karıştırılıyor ya da kasıtlı olarak aynı çerçevede sunuluyor. Bu, çatışmaların daha fazla politize edilmesine ve ABD gibi dış güçlerin “Hristiyanlara yönelik katliam” söylemleriyle sürece müdahale etmesine zemin hazırlıyor.
ABD'nin Tehdidi: Terörle Mücadele mi, Nüfuz Alanı mı?
ABD, Nijerya’daki bu güvenlik krizine askeri ve istihbarat desteğiyle müdahil oluyor. 2022 itibarıyla ABD'nin Nijerya’ya sağladığı güvenlik yardımları 650 milyon doları aştı. Bu destek; özel kuvvet eğitimi, hava gözetimi, ekipman temini ve stratejik danışmanlık gibi birçok alanı kapsıyor.
2025’te ABD Dışişleri Bakanlığı, Nijerya’ya 346 milyon dolarlık mühimmat, roket ve bomba satışını onayladı. ABD’nin insansız hava araçları ve gözetleme sistemleriyle de Nijerya ordusuna teknik üstünlük sağladığı belirtiliyor.
Nijerya, ABD için sadece bir güvenlik müttefiki değil; aynı zamanda enerji stratejisinin kilit ülkesi. Özellikle Nijer Deltası’ndaki zengin petrol rezervleri, Batılı enerji şirketlerinin iştahını kabartıyor.
ABD’nin Nijerya’daki ekonomik varlığının merkezinde enerji sektörü yer alıyor. Nijerya, Afrika’nın en büyük petrol üreticilerinden biri olmasının yanı sıra önemli doğal gaz rezervlerine de sahip. Bu kaynaklar, Batı ülkeleri için jeopolitik önem taşıyor; özellikle de enerji arz güvenliği açısından.
ABD merkezli petrol devi ExxonMobil, 2025 yılında Nijerya’daki açık deniz (deep-water) petrol sahalarına yönelik 1.5 milyar dolarlık yeni bir yatırım paketi açıkladı. Bu projeler, Nijerya'nın üretim kapasitesini artırmayı hedeflerken aynı zamanda ABD’li şirketlerin bölgedeki etkisini de derinleştiriyor.
Savaşçı gruplar da petrol altyapılarına saldırılar düzenliyor, fidye ve sabotaj yoluyla kaynaklardan pay almaya çalışıyor.
ABD, Nijerya’ya yalnızca sert güçle değil, kalkınma yardımları ve sivil toplum destekleri ile de nüfuz ediyor. 2022 yılında ABD’nin Nijerya’ya yaptığı toplam kalkınma yardımı 627 milyon dolar, insani yardımlar ise 355 milyon dolar seviyesine ulaştı.
ABD destekli projeler sağlık, eğitim, tarım ve demokratik yönetişim gibi alanlara odaklanıyor.
Nijerya’nın doğal kaynaklarına yönelik uzun vadeli yatırım planları, askeri işbirlikleriyle birleştiğinde, ABD’nin Afrika’da Çin’e karşı stratejik mevzi kazandığı yönünde görüşler güçleniyor.





