Kelebeklerle yarışmaktır ömür menzilinde
Gazze’de çocuk olmak…
Adı konulmadan… Bir yudum ana sütü…
Bir lahza ana sinesi…
Görmeden bir tek ana busesi…
Soğuk küvözlerde… Karanlık enkazlarda
Can vermektir Gazze’de çocuk olmak…
Doğmadan ölmenin, nefes almadan nefessizliğin
Plastik küvözlerde ölüme terk edilmenin
Hatta sessizliğini bile bozmadan
Müslüman liderlerin
Sessizlik içinde terk edilmektir ölüme Gazze’de çocuk olmak…
Olmaktır
Kolundan, bacağından
Anasından, babasından
Görmediği yuvasından, yolundan yoldaşından
İşgal altındaki yurdundan Gazze’de çocuk olmak
Yetimlik ikliminde bir başına…
Sokaklarda
Açlığın doruğunda
Susuzluktan çatlayan dudaklarla
Kalmaktır kimsesiz, çıplak ayaklarla Gazze’de çocuk olmak
Yaşına bakılmadan ne gözünün ne de ömrünün
Ya kurşunudur gelen ya da füzesi siyon dölünün
Tankıyla topuyla gelen domuz soyunun
Namlusuna hedef olmaktır
Gazze’de çocuk olmak
57 Devletin 2 Milyarlık sessiz Ümmet’in
Kınaya kınaya tükenen
Anlı şanlı liderlerin
Zalime dur demeyen Kralların, Sultanların, Reislerin
Korkak ruhlarına Fatiha’dır Gazze’de çocuk olmak…
Gözü önünde tüm Dünya’nın, gözlerine sokarcasına Müslümanların
En büyüğünü yaşatırken alçak kavim katliamların
Bir uçak uçurtmaktan, bir gemi yollamaktan korkanların
Ve dahi
Ölü taklidi yapanların
Utancına şahitliktir Gazze’de çocuk olmak
Elinde bir avuç kanı, bedeninden uçup giden organları
Dünü, bugünü belki de yarınları…
Toplayıp olmayan kefenine acılarını
Kuş kadar canını…
Yüklenip küçük omuzlarına Dünya’nın gamını
Ve de
Ümmet’in utanç çağını
Titretmektir Kürsü’yü
Ve dahi Arş’ı Gazze’de çocuk olmak.
Sorgu sual zamanında
Hassas kantar sessizliği tartanda
Yaşamadan ölenler alınınca huzura
Vesiledir al kanıyla
Ya Rıdvan’a ya da ateş dolu çukura Gazze’de çocuk olmak
Şahitlik makamında, sorulunca mahşer meydanında
Dile gelince Mahkeme-i Kübra’da
Yakalara yapışmaktır Gazze’de çocuk olmak…