Tarihimizin altın sayfalarından

Mukatil b. Süleyman, Mansur’un halifeliğe oturduğu gün onun makamına girdi. Halife Mansur ona “Ey Süleyman bana öğüt verir misin” dedi.

Süleyman: “Duyduklarımla mı yoksa gördüklerimle sana öğüt vereyim”?

Mansur: Gördüklerinle.

Süleyman: Ey Mansur, senin gibi şu hilafet makamına oturmuş olan Ömer b. Abdülaziz’in on bir çocuğu vardı. Öldüğünde geriye on sekiz dirhem para bıraktı. Beş dinara kefenlendi. Dört dinara bir kabir yeri satın alındı kendisine. Geriye kalan parası da çocuklarına pay edilip verildi. Yine senden önce halife olan Hişam b. Abdulmelik’in de on bir çocuğu vardı. Onun terk ettiği mirastan her bir çocuğuna bir milyon dinar düştü.

   Ey Mansur, Allah’ın adıyla yemin ederim ki, ben Ömer b. Abdülaziz’in çocuklarından birini Allah yolunda cihad için yüz at bağışlarken gördüm. Abdülmelik’in çocuklarından birinin ise sokaklarda sersem sersem dolaşıp dilendiğine şahit oldum.

Ömer b. Abdülaziz(ra) ölüm döşeğindeyken kendisine soruldu: Çocuklarına ne bıraktın?

Ömer b. Abdülaziz(ra): Onlara Allah’tan takva etme duygusunu bıraktım. Şayet onlar salih kişiler olurlarsa Allah onların işlerini görüp gözetir. Ama salih kişiler olmazlarsa ben ne diye günah işlemelerine vasıta olacak bir mal bırakayım onlara.

   Kızı, bir bayram günü ağlayarak Ömer b. Abdülaziz’in yanına geldi. O zamanlar küçük bir çocuktu o. Babası sordu:

- Kızım! Niye ağlıyorsun?

- Bütün çocuklar yeni elbise giyinmişler! Ben, mü’minlerin emîrinin kızı olduğum halde eski bir elbise giyiniyorum.

 Ömer, kızının ağlamasından çok etkilendi; hemen beytu’l-mâl sorumlusuna gitti ve ona şöyle dedi:

 Bana gelecek ayın maaşını verebilir misin?

- Yetkili, dedi ki: Ne oldu ya emira’l-müminin? Vermemde bir engel yok. Ömer, olanı anlattı. Yetkili dedi ki: Ancak bir şart ile..

-Nedir o?

- Önceden harcayacağın maaşa çalışmak için gelecek aya kadar sağ kalacağına dair bir garanti. Ömer, orayı terk edip eve gitti.

Babacığım, ne yaptın? diye sordu çocukları.

Ömer: Ya sabredeceksiniz ve hep beraber cennete gireceğiz ya da sabretmeyeceksiniz ve babanız cehenneme girecek.

- Sabredeceğiz, babacığım!

   Keşke bugün şu üç şeye sahip olsak: