Çocuk gelişiminde her dönemin kendine has özellikleri mevcuttur. Bu dönemlerin özellikleri bilinince çocuk davranışlarında görülen anormal davranışların dönemsel olduğunu bu dönem bitince de olumsuz özelliklerin bitecek olması insanı rahatlatan bir duygudur. .
Çocuklar yürümeye başlayınca, konuşma alışkanlığı kazanınca, fiziksel olarak olgunlaştıkça bağımsızlığını kazanmaya başlar. Varlığını ispat etmek ister. Kendi isteklerinin olmasını ister. Ebeveynlerin söylediklerinin tersini yapma davranışı gösterirler. Çocuğun bu olumsuz davranışları yapmaktaki amacı, ebeveyni kızdırmak değil, ebeveynin koyduğu kuralları test etmektir. Anne babanın tepkisini ölçmeye çalışır. Burada ebeveyn tutarlı ve kararlı davranarak, söylemlerinden taviz vermezse çocuk bu gerçeği kabullenmeye başlar.
Bu dönemlerde dikkat edilmesi gereken durum, çocuğa hayır demekle disiplinin sağlanamayacağını bilmektir. Bu dönemde ailelerin koyduğu kurallar anlaşılır ve mümkün mertebe az olmalıdır. Her konuda kural koymamak gerekir. Yoksa çocuğun her davranışına hayır demek zorunda kalırız. Çocuğa hayır demeden önce iyi düşünmek gerekir. Yapılması gereken çocuğa seçenekler sunmaktır. Çocuğu tek şıkka mahkûm etmemektir.
Bu konuda yüzyılımızın yüz aklarından Bediüzzaman Said Nursi`nin Mektubat adlı eserinin dokuzuncu mektubunda geçen bir eğitim ilkesini hatırlatmakta fayda var diye düşünüyorum. “İşte tahmin ederim ki nasihlerin nasihatleri şu zamanda tesirsiz kaldığının bir sebebi şudur ki; ahlaksız insanlara derler; haset etme, hırs gösterme, adavet etme, inat etme, dünyayı sevme yani fıtratını değiştir gibi zahiren onlarca malayutak bir teklifte bulunurlar. Eğer deseler ki bunların yüzlerini hayırlı şeylere çeviriniz, mecralarını değiştiriniz. Hem nasihat tesir eder hem daireyi ihtiyarlarında bir emri teklif olur.”
Çocuklar neden, niçin gibi soruları çok sorarlar. Onların anlayacağı bir şekilde izah etmek gerekir. Örneğin yemekten önce tatlı yemek isteyen bir çocuğa ‘hayır, olmaz` demeyin. Daha önce koyduğunuz kuralları çocuğa hatırlatın, tatlı yemekten önce yenirse iştahı kapatır, yemek yememene neden olur deyin ve yemekten sonra yenilebileceğini hatırlatın. Bu gibi durumlarda önemli olan çocuğa alternatif sunmak, çocuğu seçeneksiz bırakmamak ve daha önce ortaya konan kuralların kararlı bir şekilde uygulanmasını sağlamaktır.
İnatçılık davranışı gösteren çocukla alay etmeyin, ceza ile korkutmayın, gücünüzü çocuk üzerinde ispatlamaya kalkmayın. Çocuk sizin sabrınızı deniyor olabilir, o halde ona göre davranmak gerekir. Bu çocukları dinleyin, anlamaya çalışın, neden böyle davrandıklarını sorun. Ebeveynler iletişimin samimi ve sıcak bir ortamda gerçekleşmesine dikkat etmelidir. Çocukla empati kurun, çocuğun kaygılarını anlamaya çalışın. Unutmamak gerekir ki çocuk, aşırı inat gösterip dikkatleri üzerine çekmek ister..
Çocukları kesinlikle başkalarıyla kıyaslamamak gerekir. Bu durum çocuğu daha fazla inatçı yapar. Aile bireylerinin belirledikleri kurallara uymada tutarlılık göstermesi gerekir. Birinin evet dediğine diğeri hayır diyorsa bu durum çocukta bocalamaya neden olur. Konulan kurallar çocuğun yaşına ve içinde bulunduğu gelişim dönemine uygun olmalıdır. Çocuğun inadına inat ile karşılık verilmemeli Ebeveynler inatçılık davranışında bulunan kişinin çocuk olduğu ve durumun geçici olduğunu unutmamalılar Vesselam…