Kurulduğu ilk günden beri karanlık mihrakların hedefinde olan HÜDA PAR istikametini muhafaza ederek memleketin faydasına siyaset yapmaya devam ediyor.
Memleket çıkarını parti çıkarının üstünde tuttuğu konusunda vicdan sahibi herkes mutabıktır ve bu konuda onlarca örnek vardır.
Toptan kabul veya toptan ret gibi bir anlayıştan uzak olduğu için doğru kimden gelirse gelsin hep desteklemiş, yanlış da kimden gelirse gelsin hep karşı çıkmıştır.
Yeri gelmiş ittifak ettiği partilerin yanlışlarını en ağır şekilde eleştirerek karşı çıkmış, yine yeri gelmiş her fırsatta kendisine iftira atan partilerin doğrularına destek açıklaması yapmıştır.
Yani muhatabının dili, rengi, mezhebi ve meşrebine bakmadan herkese hakkını teslim etmiş, topluma adil ve yapıcı bir siyasi anlayış sunmuştur.
6-8 Ekim olayları başta olmak üzere birçok kez ağır bedeller ödemesine rağmen toplumun huzuru kaçmasın diye hep maslahatı tercih etmiş ve sabretmiştir.
Bu şekilde Türkiye siyasetine yeni bir soluk ve yeni bir anlayış getirmiştir.
HÜDA PAR’ın bu siyasi anlayışı toplumumuz tarafından kabul gördü ve vicdan sahibi herkesin takdirini topladı. Böylece Kürt, Türk, Arap, Zaza, Laz, Çerkez fark etmeksizin birçok kişi ve çevreden ciddi destek aldı.
Dolayısıyla toplumumuzda, “HÜDA PAR’ın siyasi anlayışının bir medeniyet projesi olduğu ve ancak bu projesiyle ülke huzura kavuşacağı” kanaat hâsıl oldu.
Toplumun farklı kesimlerinde HÜDA PAR’a ciddi teveccühlerin olduğunu gören CHP ve onun ruh ikizi DEM ve türevleri önce HÜDA PAR’ı görmezden geldiler. Baktılar ki görmezden gelseler de toplum hakikatleri görüp HÜDA PAR’a yöneliyor bu sefer basitleştirmeye çalıştılar. Basitleştirmek de çözüm olmayınca bu kez iftira ve yalanlarla karalamaya başladılar.
Tabi feraset sahibi toplumumuz buna da prim vermedi ve günden güne HÜDA PAR’a daha çok ilgi duydu, araştırdı, tanıdı ve bağrına bastı.
HÜDA PAR’ın dört milletvekili çıkardığı 14 Mayıs Genel seçimlerinde bu iftira ve karalama kampanyaları zirve yaptı. CHP başta olmak üzere HÜDA PAR güneşinin doğmasından korkan bilumum çevreler, seçim kampanyalarını resmen HÜDA PAR’a iftira ve karalama stratejisi üzerinden yürüttüler. Ancak bu da toplum nezdinde kabul görmedi, bilakis ters tepti ve HÜDA PAR’a ilgi ve yöneliş daha da arttı.
31 Mart Mahalli ve İdareler Seçimi’nde HÜDA PAR’ın hür adaylarının bazı şehirlerde ipi göğüslediklerini gören bu çevreler, koro halinde bildik iftira nakaratlarını tekrarlıyorlar.
İnanıyorum ki Genel Seçimde olduğu gibi toplumumuz yine bu müfterilere prim vermeyecek ve HÜDA PAR’ı bağrına basarak en güçlü şekilde oy verecektir. Böylece bazı şehirlerin yerel yönetimleri HÜDA PAR’ın adil yönetimiyle tanışacaktır.
Yine inanıyorum ki, toplumumuz HÜDA PAR’ın adil yönetimiyle tanıştıktan sonra artık kopamayacak ve sonraki seçimlerde fevç fevç HÜDA PAR’a yönelecektir. Böylece çok yakın bir zamanda HÜDA PAR Türkiye’nin en önemli siyasi partilerinden biri oluverecek.
Evet, bu adil idareyle tanışmak için BU SEFER HÜDA PAR diyelim.